Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 19 | 15
(15-15)

Elhamdülillâh dedim, benim müdafaama ihtiyaç bırakmıyor. Sonra hatırıma geldi ki: “Acaba netice ne olacak?” diye merak ettim. Gördüm:


deki iki cümle, tenvin sayılmak şartiyle, makam-ı cifrîsi aynen bin üç yüz altmış iki. Eğer bir med sayılmazsa, iki; eğer sayılsa, üç eder. Tam tamına hıfz-ı İlâhîyeye pek çok muhtaç olduğumuz bu zamanın, bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihine tevafuk ederek, bir senedenberi büyük bir dâirede ve geniş bir sahada aleyhimize ihzar edilen dehşetli bir hücum karşısında mahfuziyetimize te’minat ile teselli veriyor. Risâle-i Nur bu hâdisede daha parlak fütuhatı hâkim dâirelerde bulunmasından şimdiki muvakkat tevakkuf bizi me’yus etmez ve etmemeli; ve “Âyet-ül-Kübrâ” nın tab’ı sebebiyle müsaderesi onun parlak makamına nazar-ı dikkati her taraftan ona celbetmesine bir ilânname telâkki ediyorum.



âyetini şimdi okudum.



cümlesi tam tamına bin üç yüz altmış iki eder. Bu senenin aynı tarihine tevafuk eder ve bizi çok istiğfara dâvet ve emreder ki, nurunuz tamam olsun ve Risâle-i Nur noksan kalmasın.


* * *

(19)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bu eski ve yeni iki Medrese-i Yusufiye’deki şiddetli imtihanda sarsılmayan ve dersinden vazgeçmiyen ve yakıcı çorbadan ağızları yandığı halde talebeliğini bırakmıyan ve bu kadar tehacüme karşı kuvve-i ma’nevîyesi kırılmayan zâtları ehl-i hakîkat ve nesl-i âti alkışlayacakları gibi melâike ve ruhanîler dahi alkışlıyorlar diye kanaatım var. Fakat içinizde hastalıklı ve nâzik ve fakirler bulunmasiyle, maddî sıkıntı ziyâdedir. Ve buna karşı da her biriniz her birisine birer tesellici ve ahlâkda ve sabırda birer nümune-i imtisal ve tesanüd ve taltifde birer şefkatli kardeş ve ders müzakeresinde birer zeki muhatab ve mücîb ve güzel seciyelerin in’ikâsında birer âyine olmanız, o maddî sıkıntıları hiçe indirir diye düşünüp ruhumdan ziyâde sevdiğim sizler hakkında teselli buluyorum.

Yüz yirmi yaşında bulunan “Mevlânâ Halid” in (K.S.) cübbesini size bir gün göndereceğim. O zât onu bana giydirdiği gibi, ben de onun nâmına sizin her birinize teberrüken giydirmek için hangi vakit isterseniz göndereceğim.

Ses Yok