Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 38 - 39 | 26
(26-26)
(38)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ben, gerçi sizinle sûreta görüşemiyorum, fakat sizin yakınınızda ve berâber bir binada bulunduğumdan, çok bahtiyarım ve müteşekkirim ve ihtiyarım olmadan ba’zan lüzumlu tedbirler ihtar edilir. Ezcümle birisi: Yanımdaki koğuşa masonlar tarafından hem yalancı, hem casus bir mahpus gönderilmiş. Tahrip kolay olmasından -hususan böyle haylaz gençlerde- o herif, bana çok sıkıntı vermesi ve o gençleri ifsad etmesi ile bildim ki: Sizlerin irşad ve ıslahlarınıza karşı zındıka, ifsada ve ahlâkları bozmağa çalışıyor. Bu vaziyete karşı gâyet ihtiyat ve mümkin olduğu kadar eski mahpuslardan gücenmemek ve gücendirmemek ve ikiliğe meydan vermemek ve itidal-i dem ve tahammül etmek ve mümkin olduğu derecede bizim arkadaşlar uhuvvetlerini ve tesanüdlerini tevâzu ile ve mahviyetle ve terk-i enâniyetle takviye etmek gâyet lâzım ve zarurîdir. Dünya işleriyle meşgul olmak beni incitiyor, sizin dirayetinize itimad edip zaruret olmadan bakamıyorum.

Said Nursî


* * *

(39)

Kardeşlerim!

Her ihtimâle karşı bu sabah ihtâr edilen bir mes’eleyi beyân etmek lâzım geldi. Bizim, Kur’ân’dan aldığımız hakîkatlar; güneş, gündüz gibi şek ve şüphe ve tereddüdü kaldırmadığını yirmi senedenberi: “Acaba zındık feylesoflar buna karşı ne diyecekler ve dayandıkları nedir?” diye nefsim ve şeytanım çok araştırdılar. Hiçbir köşede bir kusur bulamadıklarından sustular. Zannederim, çok hassas ve iş içinde bulunan nefis ve şeytanımı susturan bir hakîkat, en mütemerridleri de susturur. Mâdem biz böyle sarsılmaz ve en yüksek ve en büyük ve en ehemmiyetli ve fiat takdir edilmez derecede kıymetdar ve bütün dünyası ve canı ve cânânı pahasına verilse yine ucuz düşen bir hakîkatın uğrunda ve yolunda çalışıyoruz; elbette bütün musîbetlere ve sıkıntılara ve düşmanlara kemâl-i metanetle mukabele etmemiz gerektir. Hem, belki karşımıza aldanmış veya aldatılmış ba’zı hocalar ve şeyhler ve zâhirde müttakîler çıkartılır. Bunlara karşı vahdetimizi, tesanüdümüzü muhafaza edip onlar ile uğraşmamak lâzımdır, münakaşa etmemek gerektir.

Said Nursî


* * *
Ses Yok