Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 71 | 46
(46-46)

Çünkü, herhalde bu derece ilhadda taassub taşıyan bir vekil, Ankara’ya gönderilen evrak ve mahrem risâlelere karşı lâkayd kalmazdı. Birden, doğrudan doğruya cerhedilmez müdâfaatlar başına vuruldu, çok iyi oldu. İnşâallah, o dâirede dahi Risâle-i Nur lehinde kuvvetli bir cereyan uyandıracak.

Kardeşlerim! Mâdem bir kısmın mahiyetleri bu tarzdır; onlara, o kısma teslim olmak, bir nevi intihardır; İslâmiyetten pişman olmaktır; belki dinden insilâh etmektir. Çünkü o derece ilhadda taassub etmiş ki; bizim gibilerden yalnız teslimiyetle ve tasannu ile râzı olmuyorlar. “Kalbini ve vicdanını bırak, yalnız dünyaya çalış” derler. İşte bu vaziyete karşı inâyet-i Rabbânîyeye dayanıp metânet ve sabır ve tevekkül ederek dört sandık Risâle-i Nur eczaları o merkeze yetişip, kuvvetli hakîkatlar ile galebe çalmasına duâ etmekten başka çâre yoktur. Biz birbirimizden çekinmekle ve gücenmekle ve Risâle-i Nur’dan çekilmekle ve onlara teslim ve hattâ iltihak etmekle fâide vermediği şimdiye kadar tecrübe edildi. Hem hiç merak etmeyiniz. O vekilin o fâre fâre telâşı, za’fına ve tam korkusuna delâlet eder. Tecâvüze değil, belki tedâfûe mecburiyeti bildiriyor.

* * *

(71)

Aziz, Sıddık, Sarsılmaz ve Tevekkülün Mahiyetini ve Kıymetini Anlayan Kardeşlerim!

Yirmi senedenberi hiçbir gazeteyi ne okumak ve ne sormak merakım olmadığı halde, pek çok teessüf ile, yalnız bir kısım zaif kardeşlerimizin hatırları için bugün bir gazetenin bir bahsini gördüm. Bundan bildim ki; perde altında ve üstünde ehemmiyetli cereyanlar rol oynuyorlar. Meydanda biz göründüğümüzden, bizler, o cereyanlarla alâkadar tevehhüm ediliyoruz. İnşâallah, Risâle-i Nur’un dört sandık kuvvetli cerhedilmez risâleleri ve pek kat’i müdâfaa defterleri; bizim hakkımızda, hem îman ve Kur’ân, İslâm hakkında bir hayırlı netice verecekler. Biz onların dünyalarına karışmadık ve karışacağımızı hiçbir cihetle daha tesbit edemediler. Mecburiyetle bütün Risâle-i Nur’u Ankara tahkik için istedi.

Ses Yok