Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 69 | 44
(44-44)

Hem ma’nevî kıymet ve makam ve meziyet, bu dünyaya bakmıyor ki, kendini ihsas etsin. Hattâ en büyük makamda bulunanlardan ba’zı zâtlara verilen büyük bir ihsân-ı İlâhîyi hissetmediklerinden, kendilerini herkesten ziyâde biçâre ve müflis telâkki etmeleri gösteriyor ki; avâmın nazarında medâr-ı kemâlât zannedilen keşif ve kerâmet ve ezvak ve envar, o ma’nevî kıymet ve makamlara medâr ve mehenk olamaz. Sahâbelerin bir saati, başka velilerin bir gün, belki bir çillesi kadar kıymetli olduğu halde; keşif ve ma’nevî hârikulâde hâlâta evliyâ gibi mazhariyetleri her sahabede olmaması, bu hakîkatı isbat ediyor.

İşte kardeşlerim! Dikkat ediniz; sizin nefs-i emmâreniz, kıyâs-ı binnefs cihetinde, su-i zan noktasında sizleri aldatmasın; Risâle-i Nur terbiye etmiyor diye şüphelendirmesin.

* * *

(69)

(Risâle-i Nur’un “Gençlik Rehberi”nde ve “Meyve Risâlesi”ndeki beş mes’elesinin haylaz gençlerde dokuz tokadı, Risâle-i Nur’un bir lâtif kerâmeti olduğunu, o gençler dahi tasdik ediyorlar.)

Birincisi: Bana hizmet eden Feyzi. O’na bidâyette dedim: Sen “Meyve” nin bir dersinde bulundun, haylazlık yapma. O yaptı, birden tokat yedi, bir hafta eli bağlı kaldı.

Evet doğrudur
Feyzi

İkincisi: Bana hizmet eden ve “Meyve”yi yazan Ali Rıza. Bir gün, yazdığını ona ders verecektim. O, haylazlığından yemek pişirmek bahânesi ile gelmedi, birden tokat yedi. O vakit onun tenceresi sağlam iken, dibi, yemeği ile beraber tamamen düştü.

Evet doğrudur
Ali Rıza

Üçüncüsü: Ziya “Meyve” nin gençliğe ve namaza dâir mes’elelerini kendine yazdı, namaza başladı. Fakat haylazlık yaptı, namazı ve yazıyı bıraktı. Birden, o vakitte tokat yedi. Hilâf-ı âdet ve sebepsiz, başı üstündeki sepeti ve elbiseleri yandı. O kadar kalabalık içinde yanıncaya kadar kimse farkında olmaması, kasdî bir şefkat tokadı olduğunu gösterdi.

Evet doğrudur
Ziya

Ses Yok