Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 5 | 62
(62-62)
(5)

(ANKARA EHL-İ VUKUFUNUN İTTİFAKLA VERDİKLERİ RAPORUN SÛRETİNDEN.)

Dolu bulunan cem’an beş sandık kitab, tarafımızdan açılarak okundu. (Hâşiye) Said Nursi tarafından te’lif edilen basılmış, basılmamış Risâle-i Nur eczaları ve Risâle-i Nur’a ekli Said Nursi ile ba’zı şâkirdleri tarafından yazılmış kısmen ilmî ve dinî mektuplarla, şâkirdlerin birbiriyle ve Said Nursi ile âdi muhabere mektubları ve kılişeler, inceleme mevzuu salâhiyetimiz dahilinde görülerek incelendi. Bunların mahiyetini belirtmek için bu risâle ve mektubları iki nev’e ayırmak gerektir:

Risâleler: Bir âyetin tefsiri ve bir Hadîsin şerhi maksatiyle yazılmış olanlariyle; din, îman, Allah, Peygamber, Kur’ân ve âhiret akidelerini ve ibarelerini açıkça anlatmak için temsillerle yazılmış ilmî görüşleri; ve ihtiyarlarla gençlere hitab eden ahlâkî öğütleri; ve kısmen hayat tecrübesinden alınmış ibretli vakaları; ve esnafa ait faideli menkıbeleri ihtiva eden, mevcudun yüzde doksanını teşkil eden risâlelerdir ki, -bunlar da- bütün risâlelerde müellif; hem samimi, hem hasbî ve hem de ilim yolundan ve dinî esaslardan hiç ayrılmamıştır. Bunlarda dini âlet etmek ve cemiyet teşkil etmekle emniyeti ihlâl hareketinin bulunmadığı sarihtir.

Şâkirdlerin birbiriyle ve Said Nursi ile âdi muhabere mektubları da bu nevidendirler.

1— Said Nursi, İstanbul’da iken kazandığı ehemmiyetli şan ü şerefin kalın bir uykudan ibaret sakil bir rü’ya-yı muvakkat, bir sersemlik olduğunu söyler. Ve İstanbul’da bir iki sene gafletle siyasete karıştığından, bunu dünyanın ölümü diye tasvir eder. Bu münâsebetle “Eski Said”, “Yeni Said” diye iki şahsiyet bulunduğunu ve bu şahsiyetlerin birbirinden ayrı olduklarını söyler. Sonra, dokuz adet, birincide, yirmi kadar risâle bulunan mecmûasının sonunda, Isparta’da Risâle-i Nur şâkirdlerine yazılan mektubun içinde, siyasete tenezzülün hata olduğunu söyler.

2— Said Nursi’nin, en mühim kitabı olan “Hüccet-ül Baliğa” adlı kitabın bir münacat kısmında: “Bu dünya fânidir. En büyük dâva, bâki olan âlemi kazanmaktır. İnsanın itikadı sağlam olmazsa, dâvayı kaybeder.


Hâşiye: Ehl-i vukuf raporundaki tenkid kısmı mahkemede kat’i cevabları verildiğinden ve müdafaatımın âhirinde yazıldığından burada yazılmadı. Zaten o tenkidler, üç-dört risâ-lede yalnız on cüz’î mes’eledir. Hem siyasî değil, ilmîdirler; hem o itirazlar, sehiv ve hâtâ olduğu, senedlerle mahkemede isbat edilmiştir.

Ses Yok