Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 161 | 256
(256-256)
(161)

Sava medrese-i Nuriye kahramanlarından Mehmed Çavuş, benim için yazdığı “Zülfikâr”ı emniyet müdürünün elinde görmüş, demiş: “Benimdir, veriniz...” O da demiş ki: “Hoşuma gitti, bir iki hafta okuyacağım.” O da demiş: “Kalsın.” Eğer münasib görseniz, benim tarafımdan o emniyet müdürüne ve alan komisere deyiniz ki: “Said size selâm edip benim hattım güzel olmadığı için, o zat, benim için yazmış.”

Ben Ispartayı; toprağiyle, taşiyle, bütün ahalisiyle mübârek gördüğümden; oradaki hükümete, hususan zabıtasına ciddi dost nazariyle bakıyorum. Hususan çok tecrübelerle ve üç vilâyet zabıtasının itirafiyle ve üç vilâyet mahkemesinin müttefikan beraat karariyle ve üç cem’iyet-i ilmiyenin ve ehl-i vukufun tahsin ve takdirleriyle sâbit olmuş ki; Risâle-i Nur eczaları ve şâkirdleri, emniyet müdürünün ve zabıtanın vazifeleri olan asayiş ve idare ve inzibat ve ahlâksızlığa karşı, komiserlerden ziyâde, serkeşleri itaata getirmek ve asayişi te’min etmekte, ma’nevî; ve tam te’sirli ma’nevî inzibat me’murlarıdır. Onun için zabıta, evhamla değil; kemâl-i takdirle, emniyet müdürünün bakması gibi bakmalıdır. Çünkü o “Zülfikâr” hakkında demiş: “Çok güzel, sevdim, okuyacağım.. hoşuma gitti.” Her ne ise... Siz, daha ne münasib görürseniz öyle yaparsınız.

Hem emniyet müdürüne deyiniz ki: Kardeşimiz Said diyor: Eğer o “Zülfikâr” tam hoşuna gitmişse; o benimdir. Ona hediye ediyorum. Hem onun gibi mühim olan “Asâ-yı Musa”yı da ona hediye edeceğim.

Denizli’den ve Tavas’dan gelen güzel mektublarına husûsi cevab vermeğe kat’iyyen vaktim ve halim müsaade etmediğinden; husûsi cevab vermediğimden gücenmesinler. Çakır Yusuf’un mektubundan, tam ciddiyeti ve tam Hasan Feyzi’nin bir varisi olduğunu gösteriyor.

* * *
Ses Yok