Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 205 | 305
(305-305)
(205)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Umum Nurcuların mübârek bayramlarını ve hacc-ül ekberde bulunan Nur şâkirdleriyle ve hacdaki Nur tarafdarlarının bayramlarını tebrik içinde ve çok zamandan beri esaret altında kalmış ve istiklaliyetini kaybetmiş Hindistan, Arabistan gibi âlem-i İslâmın büyük memleketleri birer devlet-i İslâmiye şeklinde Hind’de yüz milyon bir devlet-i İslâmiye, Cava’da elli milyondan ziyâde bir devlet-i İslâmiye ve Arabistan’da dört beş hükümet bir cemahir-i müttefika gibi Arab birliği ile İslâm birliğini birleştirmesindeki âlem-i İslâmın bu büyük bayramının mukaddemesini tebrik ile bu bayram bize müjde veriyor.

Saniyen: İstanbul’da, Re’fet Bey’in ve Mustafa Oruc’un yazdıklarına göre, çok zaman İslâm ordusunu idare eden ve sonra dârülfünuna inkılâb eden harbiye nezareti ve bâb-ı seraskerî, o muazzam binanın altında


hatt-ı Kur’ân ile o manidar Kur’ân Âyeti yazılmışken, sonra da mermer taşlarla üzeri kapatılıp o nurları gizlemişlerdi. Şimdi o mermer taş silindi, yeniden hatt-ı Kur’âniyeye bir nevi müsaade ve Risâle-i Nur’un takib ettiği maksadına bir vesile ve Üniversite ileride bir Nur Medresesi olmasına bir işaret olduğu gibi, Denizli Nurcularından Ahmedlerin meşhur âlim ve akılca on dokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimaî feylesofların en ilerisi Bismark’ın eserinden aldıkları bir fıkrada, o yüksek Bismark eserinde diyor ki: “Kur’ânı her cihetle tedkik ettim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiçbir eser yoktur ve gelemez.” Ve Peygambere hitaben der:


“Ya Muhammed! Sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir def’a görmüş, bâdema göremeyecektir. Binaenaleyh, senin huzurunda kemâl-i hürmetle eğilirim.”

Bismark


diye imzasını atmış. Ve o fıkrasında tahrif ve nesholunan kitab-ı münzeleyi ziyâde tenkis ettiği için, o cümleler yazılmamalı; ben de işaret ettim.

Ses Yok