Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 13 | 74
(74-75)
(13)

BU İSTİDA ÜÇ MAKAMATA GÖNDERİLMİŞTİR. ORADAKİ KARDEŞLERİME BİR ME’HAZ OLMAK İÇİN GÖNDERİLDİ

Yirmi senedenberi sabredip sükût eden bir mazlumun şekvasını dinlemenizi istiyorum. Hürriyetin en geniş sûretini veren Cumhuriyet Hükümetinde herbir hürriyetten menedildiğim halde, düşmanlarım benim aleyhimde her cihetle serbest olarak beni eziyorlar. Hürriyet-i vicdan ve hürriyet-i fikr-i ilmiyeyi te’min eden Cumhuriyet Hükümeti, ya beni tam himaye edip garazkâr, evhamlı düşmanlarımı sustursun; veyahud bana düşmanlarım gibi, hürriyet-i kalem verip müdafaatıma yasak demesin. Çünkü, resmen, perde altında her muhabereden men’im için postahânelere gizli emir verilmiş. Su ve ekmeğimi getiren birtek çocuktan başka kimse ile beni görüştürmemek için tenbihat verildiği bir zamanda, eskidenberi benim muarızlarım fırsat bulup, tam Mahkeme-i Temyizin beraatımızı tasdik ederek, mahkemedeki ehl-i vukufun tahsin ettikleri kitablarımı almak beklerken, o düşmanlarım, hiç münâsebetim olmayan bir iki mahrem risâlelerimi verdirip, sonra meslekçe benim aleyhimde bir iki ehl-i vukufun eline geçirip aleyhimde fena bir rapor hazırladıklarını işittim; daha sabır ve tahammülüm kalmadı.

Ben hükümet-i cumhuriyenin bütün erkânlarına, belki dünyaya ilân ediyorum ki; Kur’ân-ı Hakîmin sırr-ı hakîkatiyle ve i’cazının tılsımiyle, benim ve Risâle-i Nur’un proğramımız ve mesleğimiz ve bilfiil semeresini gördüğümüz ve çalıştığımız ve gaye-i hareketimiz ve hedefimiz: Ölümün idâm-ı ebedisinden îman-ı tahkiki ile biçâreleri kurtarmak ve bu mübârek milleti de her nevi anarşilikten muhafaza etmektir. İşte Risâle-i Nur, üç ehl-i vukuf hey’etinin ve üç mahkemenin incelemesinden geçtiği halde, bu iki vazife-i kudsiyeden başka kasdi olarak dünyaya, idareye, âsayişe dokunacak ciheti olmadığından, yirmi sene hayatım ve yüzotuz Risâle-i Nur meydanda cerhedilmez bir hüccettir.

Evet mahkemece dâva ettiğim ve benimle münâsebetdar bütün dostlarımın tasdiki altında yirmi senedenberi hiçbir gazeteyi okumayan, dinlemeyen ve bu kadar muhtaç olduğu halde, istirahatı için hiç müracaat etmiyen ve on senedenberi hükümetin erkânlarını bir kaçı müstesna olarak bilmeyen ve dört senedenberi dünya harbinden ve hâdisatından hiç haber almayan ve merak etmiyen bu biçâre mazlum Said, hiç imkânı var mı ki, ehl-i siyasetle uğraşsın ve idareye ilişsin ve asayişin ihlâline meyli bulunsun.

Ses Yok