Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 31 - 32 | 22
(22-22)
(31)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizi te’min ederim ki; şimdi ecel gelse, ölsem, kemâl-i rahat-ı kalble karşılayacağım. Çünkü içinizde kuvvetli, metin, genç çok Saidler bulunduğuna ve bu biçâre, ihtiyar, hasta, zaif Said’den çok ziyâde Risâle-i Nur’a sâhib ve vâris ve hâmi olacaklarına kanaatım geliyor. Nazîf’in puslasında isimleri yazılan ve te’sirli bir sûrette kuvve-i ma’nevîyeyi takviye eden zâtlara çok minnetdar ve çok müferrah oldum. Zâten ben onların böyle olacaklarını tahmin ederdim. Cenâb-ı Hak, onları muvaffak ve başkalara da hüsn-ü misal eylesin, âmin!

* * *

(32)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Mâdem âhiret için, hayır için, ibâdet ve sevab için, îman ve âhiret için Risâle-i Nur ile bağlanmışsınız; elbette bu ağır şerait altında her bir saati yirmi saat ibâdet hükmünde ve o yirmi saat ise Kur’ân ve îman hizmetindeki mücahede-i ma’nevîye haysiyetiyle yüz saat kadar kıymetdar ve yüz saat ise böyle her biri yüz adam kadar ehemmiyetli olan hakîki mücahid kardeşler ile görüşmek akd-i uhuvvet etmek, kuvvet vermek ve almak ve teselli etmek ve müteselli olmak ve hakîki bir tesanüdle kudsî hizmete sebatkârane devam etmek ve güzel seciyelerinden istifade etmek ve Medreset-üz-Zehra’nın şâkirdliğine liyâkat kazanmak için açılan bu imtihan meclisi olan şu Mederese-i Yusufiye’de tâyinini ve kaderce takdir edilen kısmetini almak ve mukadder rızkını yemek ve o yemekte sevab kazanmak için buraya gelmenize şükretmek lâzımdır. Bütün sıkıntılara karşı mezkûr faideleri düşünüp sabır ve tahammülle mukabele etmek gerektir.

Said Nursî


* * *
Ses Yok