Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 121 - 122 - 123 | 214
(214-214)
(121)

İnebolu civarında bulunan ve Nurlara güzel kalemiyle çok hizmet eden kardeşlerimizden Mehmed Zekeriya’nın bir mektubunu aldım. Endişelerimi izale edip beni mesrur eyledi. Şimdi Nurların bir vazifesi olan çocuklara Kur’ân okutmak ve îman derslerini vermek hizmetiyle meşgul olduğunu yazıyor. O’na yazınız ki, bu hizmetin, aynen eskide Nurlara çalışmanız gibi kıymetlidir.

Hem senin yazdığın kesretli risâleler, senin bedeline Nurların neşrine hizmet ederler. Merak etmesin; o, eski makamını muhafaza ediyor.

* * *

(122)

Bu günlerde rahatsızlık için “Evrâd-ı Bahâiye”yi ezber değil, kitaba bakarak okudum. Âhirinde ihtitam-ı Bahâiye olan hâtimesini bilemediğimden, eskidenberi okumuyordum. Haydi bir def’a bunu da okuyayım, dedim. Gördüm ki, bir sahifede ve uzun altı buçuk satırında, on dokuz def’a “nur, nur, nur” kelimeleri.. Kat’i kanaatım geldi ki “Şah-ı Nakşibend,” “Gavs-ı Âzam” gibi Risâle-i Nur’u ve kudsi hizmetini keşfen müşahede edip, tahsinkârane haber vererek ona işâretler ediyor. Ben de, yalnız o altı satırı ve baştaki satırı ve âhirdeki satırı ile otuz senelik Bahaiye virdime, o meleklerin, Nurların intişarına muavenetleri niyetiyle, ilhak eyledim.

* * *

(123)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Isparta’nın acib yangınında musîbetzedelerin elemlerine ben cidden iştirak ediyorum. Çünkü müteaddid vecihle ben Isparta’lı olduğum gibi; o mübârek şehir, taşiyle toprağiyle nazarımda çok ehemmiyeti var ve Nurların Câmi-ül-Ezheri ve Medreset-üz-Zehra’sının merkezi hükmündedir.

Benim tarafımdan o musîbetzedelere deyiniz ki: Nass-ı Hadîsle, böyle musîbetlerde, ehl-i îmanın zâyi olan malları tam sadaka hükmündedir. Hususan bu zamanda, yüz sadaka kadar o fâni malları, bâki ve daha çok ebedî mallara inkılâb ederler. Onun için sabır içinde bir cihette şükretmek gerektir. İnşâallah, dünyada dahi o keffaret-üz-zünub olan zayiatın yerine Erhamürrâhimîn ihsan eder.

Ses Yok