Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 24 | 90
(90-91)

Bana teslim ettikleri Risâle-i Nur’un bir kısmını, kardeşlerime cevab vereceğim, bütününü yazsınlar, onlara hediye edeceğim. Çünkü onlar, Risâle-i Nur’un bundan sonraki hizmetine tam hissedardırlar. Bu mes’elede ben Denizli şehrini kendi karyeme arkadaş edip, bütün emvatını ve ehl-i îmanın hayatta olanlarını hem kendim, hem Risâle-i Nur’un talebeleri, ma’nevî kazançlarımıza hissedar etmeğe karar verdik. Denizli hapishânesini de, bir imtihan medresemiz telâkki ediyoruz. Ve bizimle alâkadar hem Denizli’de, hem hapisde umumuna ve hususan tam adâletini gördüğümüz mahkeme hey’etine çok selâm ve dualar ederiz.


* * *

(24)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Kat’iyyen şekk ve şübhemiz kalmadı ki; bu hizmetimizin neticesi olan Risâle-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve Âlem-i İslâm alkışlıyor, takdir ediyor; belki kâinat memnun olup cevv-i sema, feza-yı âlem alkışlıyor ki; üç-dört ayda yağmura şiddet-i ihtiyaç varken gelmedi ve Denizli’de mahkemenin bilfiil teslimine karar vermesi, yine Leyle-i Mi’racda aynen Risâle-i Nur’un bir rahmet olduğuna işâreten Leyle-i Reğaib’e tevafuk ederek kesretli melek-i ra’dın alkışlamasiyle ve rahmetin Emirdağı’nda gelmesi, o teslim kararına tevafuk etmesi ve bir hafta sonra, demek, Denizli’de vekillerin eliyle alınması hengâmlarında yine aynen Leyle-i Mi’raca ve Leyle-i Reğaib’e tevafuk ederek aynen onlar gibi, Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekette gelmesi, o tevafuklariyle kat’i kanaat verdi ki; Risâle-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku, Küre-i Arzca bir itiraz olduğu gibi, bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç cuma gecesinde -biri Leyle-i Reğaib, biri Leyle-i Mi’rac, biri de Şaban-ı Muazzamın birinci cuma gecesinde- rahmetin kesretli gelmesi ve Risâle-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi; küre-i havaiyenin bir tebriki, bir müjdesidir ve Risâle-i Nur’un da ma’nevî bir rahmet ve yağmur olduğuna kuvvetli bir işârettir. Ve en latif bir emare şudur ki: Dün birdenbire bir serçe kuşu pencereye geldi, vurdu.

Ses Yok