Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 194 | 291
(291-291)

Hem bir plânları da, onların usulünce hapse müstehak olduğumuz halde hapsimize tarafdar çıkmıyorlar, aman hapse girmesinler diyorlar. Sebebi: Birden Denizli hapsi bir Nur medresesi olmasiyle hem oradan başka hapishânelere gidenler oraları tenvire çalışmaları, gizli düşmanlarımızı bütün bütün şaşırttı, onun için hapisten çıkmamıza onlar da taraftar oldular. Hem adliyeler, Risâle-i Nur’un hakkaniyetine karşı bir nev’i teslimiyetle istikbalde gelecek olan şiddetli itirazdan çekinmek için çekindiler, keyfî kanunların aleyhimizdeki hükümlerini nazara almadılar. Ve muannid ba’zı dinsizler, Nur’un hakîkatına karşı mağlûb olup inadı terkettiler. Gizli düşmanlar da, “Aman hapisten çıksınlar, yoksa hapishâneler Nur medreseleri hükmüne geçecek.” diye üç kısım da müttefikan beraatımıza taraftar çıktılar. Bu da inâyet-i İlâhîyyenin Risâle-i Nur’a verdiği bir kerâmettir ki; nasılki bu asrın en dehşetli üç büyük kumandanlarını korkutup harika bir tarzda hem Mart hadisesinde Hareket Ordusunun Başkumandanı, hem İstanbul’un eski harb-i umûmîdeki istilâsındaki Hareket-i Milliye sırasında İstanbul’u istilâ eden dehşetli ecnebi kumandanını korkutup bize taarruz edememesi ve hem Ankara’da divan-ı riyasetinde en dehşetli reisin hiddetini tarziyeye çevirmesi gibi, üç adliyenin de dokunaklı, şiddetli müdafaata karşı binler bahâne tutabildikleri halde, hakperestane ve musalâhakârane ittifakla beraat kararını vermeleri, elbette Kur’ânın bir mu’cize-i ma’nevîsi olan Risâle-i Nur’un bir kerâmetidir diye kat’i bu gece bir ihtar hissettim ve kaleme aldım. Fakat gâyet müşevveş ve tashih ve ıslah edilmeden size gönderildi.

* * *

(194)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim,

Evvelâ: “Sirâcınnûr”un biri tamam, biri de bakiyesini -iki parça- aldık. Yanlışları pek az. Hata, savabın küçük cetvelini leffen gönderiyoruz.

Saniyen: Mâdem Isparta ma’nevî bir Medreset-üz-Zehra’dır ve mâdem o mübârek dershânedeki hükümeti şimdiye kadar mümkün olduğu kadar müsaadekârane davranıyor ve başda emniyet müdürü olarak takdirkârane Risâle-i Nur’a bakıyorlar; biz, oradaki hükümete karşı dost nazariyle bakıyoruz; ne yaparlarsa gücenmeyiniz ve gücenmeyeceğiz.

Ses Yok