Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 63 - 64 | 41
(41-41)
(63)

(Güzel ve Tam Yerinde Bir Tâziyenâme)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ben hem kendimi, hem sizi hem Risâle-i Nur’u tâziye ve merhum Hâfız Ali’yi ve Denizli Mezaristanını tebrik ediyorum. “Meyve Risâlesi”nin hakîkatını ilmelyakîn ile bilen bu kahraman kardeşimiz, aynel-yakîn ve hakkal-yakîn makamına çıkmak için, kabre cesedini bırakıp melekler gibi yıldızlarda, âlem-i ervahda seyahata gitti ve tam vazifesini yapıp terhisle istirahata çekildi. Cenâb-ı Erham-ür-râhimîn, Risâle-i Nur’un bütün yazılan ve okunan harfleri adedince a’maline hasenat yazdırsın, âmin! Ve onların sayısınca onun ruhuna rahmetler yağdırsın, âmin! Ve kabrinde Kur’ân’ı, Risâle-i Nur’u ona şirin ve enîs arkadaş eylesin âmin! Ve Nur fabrikasına onun yerine on kahramanı ihsân edip çalıştırsın, âmin! âmin! âmin! Siz dahi benim gibi duâlarınızda onu yâdediniz. Bin lîsan onun lîsanı yerine isti’mal edip, o kaybettiği bir hayat ve bir dil yerinde ma’nevî bin hayat kazandı diye rahmet-i İlâhîden ümidvârız.

* * *

(64)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Cenâb-ı Erham-ür-râhimîn’e hadsiz şükür olsun ki; bu acib zamanda ve garib yerde, talebe-i ulûmun kıymetli şerefini ve ehemmiyetli hizmetlerini kazanmayı sizler vasıtasiyle bizlere de müyesser eyledi. Ehl-i keşf-i kuburun müşâhedesiyle müteaddid vâkıâtla tahsîl-i ulûm ânında vefat eden ba’zı müştak ve ciddî bir talebe-i ulûm, şehidler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle meşgul görüyor. Hattâ meşhur bir ehl-i keşf-il-kubûr, vefât eden ve İlm-i Sarf ve Nahv okuyan bir talebenin kabrinde Münker, Nekir’e nasıl cevab verecek diye mürakabe etmiş ve müşâhede edip işitmiş ki; melek-i sual, ondan sordu:


“Senin Rabbin kimdir?” dediği zaman, o Nahiv dersiyle iştigal ederken vefat eden talebe, o meleğin cevabında demiş: “ mübtedâdır, onun haberidir” Nahiv ilmince cevab vermiş, kendini medresede zannetmiş. İşte bu vâkıaya muvâfık olarak ben, merhum Hâfız Ali’yi aynen hayattaki gibi, Risâle-i Nur’la meşgul olarak en yüksek bir ilimle çalışan bir talebe-i ulûm vaziyetinde ve tam şehidler mertebesinde ve tarz-ı hayatlarında biliyorum ve o kanâat ile ona ve onun gibi Mehmed Zühdü’ye ve Hâfız Mehmed’e ba’zı duâlarımda derim: Yâ Rabbî! Bunları kıyâmete kadar Risâle-i Nur kisvesinde hakâik-ı îmaniye ve esrâr-ı Kur’âniye ile kemâl-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. Âmin! İnşâallah.


* * *
Ses Yok