Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 417 - 418 | 559
(559-559)
(417)


Ankara’da bir kardeşimizden Asâ-yı Mûsa ve Gençlik Rehberi’ni bahâne ederek umum Nur risâlelerini almak için gelmişler. O kardeşimiz Ağır Ceza Mahkemesi’nin Asâ-yı Mûsa hakkındaki beraat kararını gösterince Asâ-yı Musa’yı almaktan vazgeçmişler. Buldukları ve götürmek üzere gözlerinin önüne koydukları on kadar Gençlik Rehberi’nin de üzerine kendileri farkında olmayarak ba’zı kitaplar koymuşlar. Giderken Gençlik Rehberi’nide ne kadar aramışlarsa da bulamamışlar. Bu sûretle Gençlik Rehberi kendi kerametiyle kendini muhafaza etmiş. Asâ-yı Mûsa ve Gençlik Rehberi hariç, birer tane aldıkları mecmua ve risâleleri de emniyetten tekrar iade etmişler.


Said Nursî

* * *

(418)


Kur’ân-ı Hakîm’in bir kanun-u esasîsi olan


sırriyle; birisinin hatâsıyla başkası, hattâ kardeşi de olsa mes’ul olamaz. Şimdi yüz otuz risâlede birtek risâlenin yüz sahifesinde bir sahife muannid insafsızların nazarında hata bile olsa, o yüz bin sahife olan yüz otuz kitabı mes’ul edecek dünyada bir kanun var mı? Halbuki bu otuz sene zarfında beş mahkeme aynı kitablara beraat vermişler. Hem Malatya mes’elesi münâsebetiyle yirmi mahkeme de alâkadar olmuştular. O yirmi mahkeme bir suç bulamıyoruz dedikleri halde ve altı yüz bin nüshası dâhilde ve hariçte intişar ettiği halde hiç kimseye zarar vermemesi ve Avrupa’da en yüksek mekteb içinde Nur’un dershânesi diye ayırdıkları yerde Hıristiyanlar dahi onları okuması ve âlem-i İslâm’da gâyet takdir ile intişar etmesi, hattâ Pakistan’da çıkan Essıddık mecmuasının Risâle-i Nur’un bir risâlesini neşredip Diyânet Riyasetine göndermesi ve bu kadar intişariyle beraber hiçbir âlim ona itiraz etmemesi gibi hakîkatlar gösteriyor ki; elbette Diyânet dâiresi Nurları himaye etmek hakîki bir vazifesidir.

Diyânet dâiresi, Meşihat-ı İslâmiye gibi yalnız Türkiye’nin din muallimi değil, belki umum âlem-i İslâma Meşihat-ı İslâmiye yerine alâkası, nezareti, münâsebeti var. Âlem-i İslâm o Diyânet dâiresine karşı tam hüsn-ü zan etmek, su’-i tevehhüm etmemek, hususan bu zamanda ziyâde lüzumu var.

Ses Yok