Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 23 | 89
(89-89)

Yâni: “Başkasının dalâleti sizin hidayetinize zarar etmez. Eğer sizler lüzumsuz onların dalâletleriyle meşgul olmazsanız.” düstûrun ma’nası ise, “Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz, ona şefkat edip acınmaz.” Mâdem bu Âyet ve bu düstûr bizi zarara bilerek razı olanlara acımaktan menediyor, biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla vaktimizi kudsi vazifeye hasretmeliyiz. Onun haricinde mâlâyâni bilip vaktimizi zayi etmemeliyiz. Çünkü elimizde nur var, topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz, bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz, bir nevi nurani müdafaadır.

Bu tetimmenin yazılmasının sebeblerinden birisi:

Risâle-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir, diye boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münâsebetiyle bir iki şey sordum, baktım, alâkadârâne ve bilerek cevap verdi. Kalben yazık dedim, bu vazife-i Nuriyede zararı olacak. Sonra şiddetle ikaz ettim.


bir düstûrumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstûr, onlara merhamete liyakatini selbediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.

(5. Şua’ın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.)

* * *

(23)

(DENİZLİ TÜCCARI -ASLI BURDUR’LU- HÂFIZ MUSTAFA’YA HİTABDIR.)


Aziz, Sıddık Kardeşim ve Hizmet-i Kur’âniyede Muvaffakıyetli Arkadaşım!

Sen binler safalarla geldin, beni ebedî minnetdar ettin ve sâdık arkadaşlarınla, Risâle-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir. Değil yalnız bizi ve Risâle-i Nur’un şâkirdlerini, belki bu memleketi, belki Âlem-i İslâmı ma’nen minnetdar ettiniz ki; ehl-i îmanın imdadına yetişmeye Risâle-i Nur’un yolunu serbestçe açtınız. Ben bir senedenberi seni ve seninle beraber bu serbestiyete çalışanları, Merhum Hâfız Ali, ve Husrev gibi Risâle-i Nur’un kahramanlarıyla beraber ma’nevî kazançlarıma, dualarıma şerik etmişim; hem devam edecek. Buraya kadar herbir dakika, yoldaki bir gün, Risâle-i Nur’un hizmetinde bulunduğun gibi, beni minnetdar eyledin. Hâkim-i âdil nâmını alan malûm zâtı ve lehimizde onunla beraber çalışanları, bu hakîki adâlete hizmetleri için âhir ömrüme kadar unutmayacağım. Altı-yedi aydır onları da aynen ma’nevî kazançlarıma şerik ediyorum.

Ses Yok