Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 70 | 45
(45-45)

Dördüncüsü: Mahmud. Ona “Meyve”den gençlik ve namaz mes’ele-lerini okudum ve dedim: Kumar oynama, namaz kıl. Kabûl etti. Fakat haylazlık galebe etti, namaz kılmadı ve kumar oynadı. Birden, hiddet tokadını yedi. Üç-dört def’ada dâima mağlûb olup fakir hâliyle beraber kırk lira ve sakosunu ve pantolonunu kumara verdi, daha aklı başına gelmedi.

Evet doğrudur
Mahmud

Beşincisi: On dört yaşında Süleyman nâmında bir çocuk ziyâde haylazlık yapıp başkalarının da iştihalarını açıyordu. O’na dedim: Uslu dur. Namazını kıl. Senden büyük haylazların içinde bu hâlin, sana tehlike getirir. O, namaza başladı, fakat yine namazı terk ve haylazlığa girdi. Birden tokat yedi. Uyuz illetine mübtelâ oldu, yirmi gündür yatağında yatmağa mecbur oldu.

Evet doğrudur
Süleyman

Altıncısı: Bana bidâyette hizmet eden Ömer, namaza başladı, şarkıları bıraktı. Fakat bir akşam, kapıya yakın bir şarkı kulağıma geldi, evrad ile meşguliyetime zarar verdi. Ben, hiddet ettim, çıktım, gördüm ki; hilâf-ı âdet Ömer’dir. Ben de hilâf-ı âdet bir tokat vurdum. Birden, sabahleyin hilâf-ı âdet olarak Ömer, başka hapise gönderildi.

Yedincisi: Hamza nâmında on altı yaşında sesi güzel olmasından şarkı söylüyor, başkalarının da iştihalarını açıyor, haylazlık ediyordu. O’na dedim: Böyle yapma, tokat yiyeceksin. Birden, ikinci gün bir eli yerinden çıktı, iki hafta azâbını çekti.

Evet doğrudur.
Hamza

Bu gibi tokatlar var; fakat kâğıt bitti, ma’na da bitti.

* * *

(70)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Komünist olan maârif vekili, perdeyi yüzünden kaldırdı ve küfr-ü mutlakı başka bir kisvede gösterdi. Bizim son gönderdiğimiz müdâfaâtı daha almadan başka sâika ile o beyannâmeyi yazmış. Gerçi ben, o dâireye göndermeyi düşünmüyordum; fakat kardeşlerimizin tensibiyle onlara da göndermek; hem münâsip, hem lâzım olduğunu bu hâl gösterdi.

Ses Yok