Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 303 - 304 | 393
(393-393)
(303)


SIKINTILI MUSİBETLERİMİ HİÇE İNDİREN BİR HAKÎKATLİ TESELLİDİR

Birinci: Hakkımızda zahmet rahmete dönmesi.

İkinci: Kader adâleti içinde rızâ ve teslim ferahı.

Üçüncü: İnâyet-i hâssanın Nurcular hakkında hususiyetindeki sevinç.

Dördüncü: Geçici olmasından zevâlinde lezzet.

Beşinci: Ehemmiyetli sevaplar.

Altıncı: Vazife-i İlâhîyeye karışmamak.

Yedinci: En şiddetli hücumda en az meşakkat ve küçük yaralar.

Sekizinci: Sâir musîbetzedelere nisbeten çok derece hafif olması.

Dokuzuncu: Nur ve îman hizmetinde şiddetli imtihandan çıkan yüksek ilânatın te’siratındaki sürur.

Dokuz adet ma’nevî sevinçler, öyle teskin edici bir merhem ve tatlı bir ilâçtır ki; târif edilmez, ağır elemlerimizi teskin ediyor.

Said Nursî


* * *

(304)

Aziz, Sıddık, Metin Kardeşlerim!

On aydanberi, münâfıkların bir resmî me’muru elde edip bütün desîseleriyle yaptıkları hücum, en küçük bir şâkirdi sarsmadı. O iftiraları hiç hükmündedir. İsbat ettiğimiz, onun yüz plânına karşı, bir gazetenin sâbık vâlinin tekaüde sevkini bir mektubumuzda bulup, hilâf-ı vâkidir diye, birtek yanlış bulmuş. Halbuki o yanlış o gazeteye aittir. Her ne ise; böylelerden böyle iftiralar, binden bir te’siri bize olmadığı gibi, inşâallah dâire-i Nur’a da zararı olmayacak. Size söylediğim gibi, me’murun iftirânâmesine çok ehemmiyet vermeyiniz, zihninizi bulandırmasın. Eğer müdâfaâtımda cevabı bulunmayan kanunî nokta varsa, kısa cevap verirsiniz. Hem deyiniz: “Said der ki: Bizi ve Nurları berâet ettiren üç mahkemeyi kızdırmamak, tenkîs etmemek için o garazkârâne iddianâmeye karşı cevap verip ehemmiyet vermeyeceğim. Büyük müdâfaâtım; hususan on vecihle kanunsuz şeylere tam ve mükemmel bir cevaptır.”

* * *

Ses Yok