Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 416 | 556
(556-558)

Elhasıl: Aynı nakarat beş-altı mahkemede tekrar edilmiş ve medâr-ı mes’uliyet bulamamışlar. Şimdi Samsun savcısı ve sorgusu yirmi sekiz seneki nakaratı aynen tekrar ediyorlar: “Şahsî nüfuz te’min için propaganda yapıp dini siyasete âlet ediyor.” Beş mahkemede dört yüz sahife kadar olan cerh edilmemiş müdafaatıma, benim bedelime havale ediyorum. Beni konuşturmaktan ise, ona baksınlar.

Said Nursî


* * *


Samsun’dan gelen tebliğnameye karşı kısaca cevabımı Samsun Heyet-i Hâkimesine takdim ediyorum:

Birincisi: Ben makalemi kendim göndermemişim. Bütün buradaki dostlarım biliyorlar.

İkincisi: Benim gizli düşmanlarımın su’-i kasdiyle zehir tesemmümü ile şiddetli hastalığımdan yanımdaki câmiye on def’ada ancak bir def’a gidebiliyorum. Bu Samsun Mahkemesi’ni yakınımızdaki Eskişehir’e naklini kanunen taleb ediyorum.

* * *

(416)

(Gâyet ehemmiyetli bir hâdise, bir istida ve bir şekvadır)

Pakistan’da çıkan “Essıddık” nâmındaki mühim bir mecmua elimize geçti. Baktık ki; elli sahifelik o mecmuanın yarısına yakın kısmı Risâle-i Nur’un ba’zı makaleleridir. Ve bilhassa başında Risâle-i Nur’dan Yirmi İkinci Mektub’un birinci mebhasını gâyet ehemmiyetle ve takdir ile âlem-i İslâm’a


âyetine bir dâvetnâme hükmünde yazdığını gördük. Şimdi o arabî mecmuanın tercüme ettiği risâlenin aslı olan Türkçesini efkâr-ı âmmeye, husûsan hükümet-i İslâmiyenin reislerine ve meb’uslarına bir sene evvel verildiği gibi, yine bera-yı malûmat takdim etmek için iki-üç sebeb var:

Ses Yok