Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 155 - 156 - 157 | 252
(252-252)
(155)

Vazifemiz, ihlâs ile ve sebat ve tesanüdle ve mümkün olduğu kadar ihtiyat ile sırran tenevveret irşad-ı Alevîyi fiilen tasdik etmek, ona göre hareket etmektir. Yoksa, muarızlara mukabele etmek ve onların hücumundan telaş etmek değil. Muvaffakiyet ve fütuhat-ı Nuriye ve revaç ile intişarı ise, vazife-i İlâhîyyedir. Vazifemizi yapıp, vazife-i İlâhîyyeye karışmamak gerektir diye hem bana, hem sizin bedelinize teselli buldum.

* * *

(156)

O beş Ahmed’den Safranbolu’da Hasan Feyzi’nin tam yerine geçen tam varisi Safranbolu’lu Ahmed Fuad’ın, gâyet samimi ve fedakârane mektubunda, benim bedelime, aynen Hasan Feyzi, Hâfız Ali gibi; bâki kalan hayatını bana verip, benden evvel berzaha gitmek için dua ediyor. Halbuki şimdi Nurlara onun hayatı daha ziyâde faidelidir. Bana nisbeten genç, faal bir kardeşim, benden sonra, kardeşlerim gibi vazife-i Nuriyemi yapıyorlar diye kemâl-i istirahat-ı kalble ecelimi beklerim. Cenâb-ı Hak, onun gibi çok fedakârları Nurlara kavuştursun.

* * *

(157)

Hem çok eski, hem çok sâdık, hem çok muktedir, sebatkâr Medrese-i Nuriye kahramanlarından marangoz Ahmed’in; ve medresenin üstadı olan merhum Hacı Hâfız’ın kerâmetli vefatına dâir güzel, hazin mektubunda, o medrese-i Nuriyenin şâkirdlerinin, o merhum üstadlarına karşı gösterdikleri dindarane vaziyet ve yağmurun zahmet vermemek ve onları ıslatmamak ve üşütmemek için durması, iş bittikten sonra başlaması, o merhum zatın ruhuna büyük rahmetlerin nüzulüne emare. Cenâb-ı Hak o rahmet katreleri adedince ona ve onlara rahmet etsin.. âmin.

* * *
Ses Yok