Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 215 | 320
(320-321)

Saniyen: Dört saat ifademi almakla, pek çok emsalsiz bir sıkıntı çektiğim on saat sonra, âdeta aynı zamanda iki milyon lira zarar veren maarif yangını gösterdi ki; Risâle-i Nur belâların def’ine bir vesiledir ki; Nurlara hücum edildi, belâ yol buldu, geldi.

Salisen: Risâle-i Nur’un kerâmeti olarak yangına dair yazılan bir parça, bir haftadan beri size göndermek için bekliyordu. Çünkü ziyâde evhamlarından postahânelere çok dikkat ettiklerinden posta ile göndermedik. Sizin de mahkemece hakîki vaziyetinizi merak ediyoruz. “Kardeşimiz Burhan’ın bir küçük musibeti varmış.” diye yazıyor, ne imiş? Merak ettik. Cenâb-ı Hak def’etsin. Hem Re’fet Bey, hem Abdullah Çavuş’un mektub-larından çok memnun oldum. Onlara hususan selâm ediyorum. Umuma selâm.

* * *

(215)

(REİSİCUMHURA GÖNDERİLEN İSTİDANIN ZEYLİDİR Kİ, YAZMAĞA MECBÛR OLDUM)

Bana hücum eden garazkârların en esaslı sebebi; Mustafa Kemâl’in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Ben de o garazkârlara derim ki: Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükümetten alâkası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir hadîs-i şerifin ihbariyle, Kur’âna zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemâl o adam olduğunu zaman gösterdi.

Ben de beş yüz senedenberi kahramanlığiyle ve hakperestliğiyle dünyaya meydan okuyan kahraman bir ordunun şerefini ve zaferini hilaf-ı hakîkat olarak M. Kemâle vermediğim için, garazkâr dostları, beni yirmi senedir bahânelerle tazib ediyorlar.

Evet -mahkemede isbat ettiğim gibi- “Şerefler, müsbet hayırlar, maddî ma’nevî ganîmetler orduya, cemâata verilir, tevzi edilir; kusurlar, menfî icraatlar başa, reise verilir” diye bir kaide-i hakîkatla, kahraman ordunun ve bilfiil asker ve asker başında çalışan cesur zabitlerin zaferleri ve şerefleri Mustafa Kemâl’e verilmez. Belki kusurlar, hatalar yalnız ona verilir diye beni onu sevmemekle ittiham edenleri, kahraman orduyu sevmemekle ve şereflerini kırmakla ittiham edip onlara hain-i millet nazarıyla bakıyorum. Bu hakîkatı mahkemede isbat ettiğim gibi, onun muannid dostlarına da isbat etmeye hazırım. Ben, bu mübârek milletin bahadır ordusunun milyonlar efradı ve zabitlerini severim. Hürmetlerini, haysiyetlerini elimden geldiği kadar muhafaza ediyorum. Benim karşımdaki garazkâr muarızlarım, bir tek adamı sevmek yolunda, milyonlar efrada manen ihânet, belki adâvet ediyorlar.

Ses Yok