Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 81 - 82 | 175
(175-175)
(81)

(VASİYETNÂMEMDİR)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Vârislerim!

Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrükâtım ve Risâle-i Nur’dan olan benim husûsi kitaplarım ve güzel cildlenmiş mecmûalarım vesair şeylerimin bütününü, gül ve Nur fabrikalarının heyetine, başta Husrev ve Tahirî olarak o heyetten on iki (**) “kahraman kardeşlerime” vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki; emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukâtım, benim bedelime o sâdık ve mübârek ellerde hizmet-i Nuriye ve îmaniyede çalışsın ve isti’mal edilsin.

Kardeşlerim! Bu vasiyetten telâş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz def’a zehirlenmekten, pek çok zaif olmakla beraber gizli münafıkların desiselerle müteaddid su-i kasdları için bu vasiyeti yazdım; merak etmeyiniz, inâyet-i Rabbânîye ve hıfz-ı İlâhî devam ediyor.


Kardeşiniz SAİD NURSÎ

(**) Kardeşim Abdülmecid, Zübeyr, Mustafa Sungur, Ceylân, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüştü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Atıf, Tillo’lu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Sâlih.

* * *

(82)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim; ve Hizmet-i İmaniyede Azimkâr Kardeşlerim!

Evvelâ: Birinci vazife-i Nuriye, İnşâallah matbaanın pek çok fevkinde iş görecek. Şimdi de şâkirdlerine büyük sevablar ve kuvvetli îman hizmetleri veriyor. Acaba bu vazife ileri gidiyor mu, yoksa bu kışın ağır şeraitiyle geri mi kalıyor?

İkinci vazife de; “Onuncu Söz” zeyilleriyle beraber, iki mu’cizat risâleleri ve zeyillerinin âhirinde bulunmak lâzımdır. Birinci vazifesini bitirenler, yine mevcudu varsa, bir cild içine almağa çalışsınlar; yoksa, tedarik etsinler. Çünkü Âlem-i İslâm, şimdiki intibahı, vahdet-i İslâma çalışması, herhalde Risâle-i Nur gibi eserleri arayacak ve büyük dâirelerin geniş nazar- larına elbette büyük mecmûalar lâzımdır.

Saniyen: Sizin bana yardımınız iki cihetle pek zâhir ve pek büyüktür:

Birincisi: Sizin fütursuz hizmet-i Nuriyede çalışmanız, benim bütün musîbetlerimi ve sıkıntılarımı hiçe indiriyor, bilâkis sürurlara kalbediyor.

Ses Yok