Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 37 | 25
(25-25)

Salisen: Bu işsiz ve muzaaf maddî ve ma’nevî kışda, Medreset-üz-Zehra’nın bir dershânesi olan bu Medrese-i Yusufiye’de, öz kardeşten daha müşfik çok hakîki dostlarını ve mürşid gibi uhrevî kardeşleri gâyet ucuz ve az masrafla görmek, ziyaret etmek ve onların husûsi meziyetlerinden istifade etmek ve şeffaf şeylerde sirâyet eden nur ve nuranî gibi hasenelerinden, ma’nevî yardımlarından, ferahlarından, tesellilerinden kuvvet almak cihetinde bu musîbet; şeklini değiştirir, bir nev’i inâyet perdesi hükmüne geçer. Evet, bu gizli inâyetin bir lâtif zarafetidir ki, bütün buraya gelen Risâle-i Nur Talebelerine “Hocalar” nâmı verilmiş. Herkes, lîsanında “Hocalar.. hocalar” diye hürmetle yâdediyorlar. Bu zarafet içinde lâtif bir işâret var ki; bu hapis medreseye döndüğü gibi, Risâle-i Nur Şâkirdleri dahi birer müderris, muallim ve sâir hapishâneler de bu hocaların sayesinde inşâallah birer mekteb hükmüne geçeceklerdir.

* * *

(37)

Kardeşlerim!

Bunun gibi teselliye dâir evvelce yazılan küçük mektublar arasıra okunsa ve Meyve’nin, hususan âhirleri beraber mütalâa edilse ve hatıra gelen Risâle-i Nur’un mes’eleleri müzakere olsa, inşâallah talebe-i ulûmun şerefini kazandırır. İmam-ı Şâfiî (K.S.) gibi büyük zâtlar: “Talebe-i ulûmun hattâ uykusu dahi ibâdet sayılır.” diye ziyâde ehemmiyet vermişler. Böyle medresesiz bir zamanda, böyle azap yerlerde, böyle yüksek talebelik yüzünden yüz sıkıntı da olsa, aldırmamalı, veyahut


deyip o meşakkatler yüzünden ferahla gülmeliyiz. Amma fakir arkadaşların çoluk ve çocuk ve idare ciheti ise; musîbette, kendinden ziyâde musîbetliye ve ni’mette daha noksaniyetliye bakmak kaide-i Kur’âniye ve îmaniye ve Nuriyeye binaen, yüzde seksen adamdan daha ziyâde rahattırlar. Şekvâya hiç hakları olmadığı gibi, seksen derece bir şükür, üstüne hakdır. Hem burada kısmetimizi almak, yemek; kader-i İlâhî tâyin etmişti. Adalet-i rahmet; bizi toplattırdı, çoluk çocuk Rezzak-ı hakîkilerine emanet edildi, muvakkaten o nezaret vazifesinden mezuniyet verdi. Nasılki bir gün bütün bütün elini çektirecek, azledecek... Mâdem hakîkat budur,



deyip teslim ile şükretmeliyiz.


* * *
Ses Yok