Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 40 - 41 | 27
(27-27)
(40)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bize karşı bu geniş ve ehemmiyetli hücum ve tecavüzün hakîki sebebi “Beşinci Şuâ” olmadığı, belki “Hizb-i Nurî” ve “Miftâh-ül Îman”, “Hüccet-ül Bâliğa” olduğunu bu fecirde bir ihtâr-ı ma’nevî ile hissettim. Dikkatle “Hizb-i Nurî” yi kısmen okudum, “Miftah” ı da düşündüm, bildim ki: Zındıklar, küfr-ü mutlak mesleğini bu iki keskin elmas kılınçların darbelerine karşı muhafaza edemediklerinden, bir parça az siyasetle münasebeti bulunan “Beşinci Şuâ”ı zâhirî bir sebep gösterdiler, hükümeti iğfal edip aleyhimize sevkettiler. Aynen bu ihtar ile beraber hâtıra geldi ki: “Bir kısım zaif kardeşlerimiz muvakkaten vazgeçseler, belki kendileri bu belâdan kurtarılır.” diye izin vermek istedim. Birden ihtar edildi ki: Bu derece alâkası devam eden ve iki def’a bu imtihana giren ve mukabilinde bu kadar zahmet çektikten sonra faidesiz, zararlı kalben vazgeçmek değil, belki yalnız onları aldatmak için sırf zâhirî bir içtinab gösterebilir. Yoksa hem kendine, hem bizlere, hem kudsî mesleğimize zararı dokunur, cezası olarak aksi maksadiyle tokat yer.

* * *

(41)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sâir yerlere nisbeten en sıkıntılı ve en soğuk olan bu hapsin zahmet ve meşakkatini çeken, elbette bu hapsin sebebinde derecesine göre bir kaçınmak meyli olacak. Fakat onun zâhirî sebebi olan Risâle-i Nur’un o zahmet çekenlere kazandırdığı îman-ı tahkikî ve îman-ı tahkîkî ile hüsn-ü hâtime ve şirket-i ma’nevîye ile yüzer adam kadar a’mâl-i sâliha o acı zahmeti tatlı bir rahmete çevirdiğinden, bu iki neticenin fiatı, sarsılmaz bir sadakat ve sebatkârlıktır. Onun için, pişman olmak ve vazgeçmek, büyük bir hasarattır. Şâkirdlerin dünya ile alâkası olmayan veya pek az bulananları için bu hapis daha hayırlıdır, bir cihette hürriyet yeridir. Ve alâkası bulunan ve idaresi yerinde olanlara, sarfedilen paraları muzâaf sadakalara ve geçirilen ömür saatleri muzâaf ibâdetlere çevirmesinden, şekvâ yerine şükür etmeleri iktiza ediyor. Ve fakir ve zaif kısmı ise; zâten hapsin haricinde onlara faidesiz sevablar, mes’ûliyetli meşakkat verdiğinden, bu hayırlı, çok sevaplı, mes’ûliyetsiz ve arkadaşlarının mütekabil tesellileriyle hafifleşen meşakkat, onlar için medâr-ı şükrandır.

* * *
Ses Yok