Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 73 - 74 | 48
(48-48)
(73)

Ankara’ya Reisicumhura ve sâireye gönderilen “Müdafaa” ve “Meyve Risâleleri” inceden inceye tedkik ettiklerini Başvekil bize diyor. Hem Reisicumhurdan gelen o müdafaalar Başvekil Adliye Vekiline verdiğini ve bize neticesini bildireceğini bir mektupla haber veriyor. Ben Risâle-i Nur hesabına inceden inceye tedkiklerine pek çok memnun oldum. Ve bundan sonra en ağır cezaları hiçbir ehemmiyeti kalmaz. O risâlelerin kuvvetli hakîkatları elbette binler adamı tehlike-i ebediyelerinden kurtarmalarına meydan açtığı için başımıza ne gelirse gelsin medâr-ı şükrandır. İktidar ve ihtiyarımız haricinden en ehemmiyetli makamlarda Risâle-i Nur’un yüksek dersleri inceden inceye okunması gâyet mühimdir.

* * *

(74)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Hakîkaten Hâfız Ali, Hâfız Mehmed ve Mehmed Zühdü’nün vefatları; değil yalnız bize ve Isparta’ya, belki bu memlekete ve âlem-i İslâma büyük bir zâyiattır. Fakat şimdiye kadar bir cilve-i inâyet olarak, Risâle-i Nur’un bir şâkirdi zâyi olduğu zaman, der’akab iki-üç tane o sistemde meydana çıktığından, kuvvetle ümidvârız ki, başka şekilde o kahramanların vazifelerini görecek, ümid ettiğimizden ciddî şâkirdler çıkarlar, görürler. Zâten o üç mübârek merhum zâtlar, az bir zamanda, yüz senelik vazîfe-i îmaniyeyi gördüler. Cenâb-ı Erham-ür-râhimîn, onların yazdıkları ve neşrettikleri ve okudukları huruf-u Nuriye adedince onlara rahmetler eylesin. Âmin!

Benim tarafımdan o Hâfız Mehmed’in akrabasını ve mübârek köyünü tâziye ediniz. Ben de, onu Hâfız Ali ve Mehmed Zühdü’ye arkadaş edip üstadlarımın aktab kısmının isimleri içinde o üçünün isimlerini dahil edip, Hâfız Akif’i dahi Asım ve Lûtfi’ye arkadaş ettim.

* * *
Ses Yok