Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 77 - 78 | 51
(51-51)
(77)


HUSREV’İN FIKRASININ HULÂSASIDIR

Risâle-i Nur’un kerâmetlerindendir ki; Üsdadımız Hazretleri: “Ey mülhidler ve ey zındıklar! Risâle-i Nur’a ilişmeyiniz! Risâle-i Nur, âfâtın def’ine sadaka gibi vesile olmasından, ona karşı olan hücum ve onun tâtili, âfâta karşı olan müdâfaasını zaifleştirir. Eğer ilişirseniz, yakından bekliyen belâlar, sel gibi üstünüze yağacaktır.” diye, on senedir kerrâtla söylüyordu. Bu hususta şâhid olduğumuz felâketler pek çoktur. Dört seneden beri Risâle-i Nur’a ve Şâkirdlerine her ne vakit ilişilmiş ise; bir felâket, bir musîbet tâkib etmiş ve Risâle-i Nur’un ehemmiyetini ve âfâtın def’ine vesile olduğunu göstermiştir. İşte Üstadımız Bediüzzaman’ın Risâle-i Nur ile haber verdiği yüzler hâdisat içinde felâketler zelzele eliyle doğruluğunu imza ederek gelen dört felâket, Risâle-i Nur’un bir vesile-i def’-i belâ olduğunu gösterdi. Cenâb-ı Hak, bize ve Risâle-i Nur’a taarruz edenlerin kalblerine îman ve başlarına hakîkatı görecek akıl ve göz ihsân etsin; bizi bu zindanlardan, onları da bu felâketlerden kurtarsın, âmin!

Husrev


* * *

(78)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bir cilve-i inâyet-i Rabbânîyedir ki; daha müdâfaâtımızı ve evraklarımızı ve kitabları görmeden, yalnız perde altında hissedip maârif vekilinin dehşetli püskürmesi ve hücumu, “Beşinci Şuâ” ve “Hücumat-ı Sittenin Zeyli” gibi gâyet şiddetli mahrem risâleleri en ehemmiyetli makamat bilfiil tenkid için tedkik etmesi ve müdâfaatımın ciddî, dokunaklı küfr-ü mutlaka cür’etkârâne darbeleri Ankara’nın bize karşı çok şiddetli davranmasını beklerken, mes’elenin azametine nisbeten gâyet mülâyimane belki musalâhakârane vaziyet almış. Ve bu cilve-i inâyetin bir hikmeti de şudur: Risâle-i Nur’un, umum memlekete alâkası cihetiyle umumî bir dershânede ve büyük makamatta dikkat ve merakla okunmasıdır. Evet, bu zamanda böyle yüksek bir ders, elbette böyle cem’iyetli ve küllî ve umumî dâirelerde okunması, büyük bir inâyettir ve küfr-ü mutlakı kırdığına bir kuvvetli emâredir.

Kardeşlerim! Herhalde bu kadar sıkıntı ve zararı çeken zaif bir kısım aile sâhipleri, bir derece Risâle-i Nur’dan ve bizden çekinmek, belki vazgeçmek için bir mazeret olabilir zanniyle, tahliyeden sonra değişmek ihtimaline binaen derim: Bu derece kıymetdar bir mala, bu maddî ve ma’nevî fiat veren ve bu azâbı çeken o maldan vazgeçmek büyük bir hasârettir. Hem her birisi, Risâle-i Nur’un eczâlarını ve alâkadarlarını ve bizi muhafaza ve yardım ve hizmeti birden bıraksa; hem ona, hem bizlere lüzumsuz bir zarardır. Onun için; ihtiyatla beraber, sadâkatı ve irtibatı ve hizmeti değiştirmemek lâzımdır.

* * *
Ses Yok