Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 93 | 189
(188-189)

Saniyen: “Asa-yı Musa Mecmûası”nın başında, bu gelen ve çizgi ile işâret edilen fıkra yazılsa münasibdir. İsteyen, bu mektubun başındaki kısmını da beraber yazabilir.

İmam-ı Ali Radiyallahu Anh “Celcelûtiye”sinde pek kuvvetli ve sarahata yakın bir tarzda Risâle-i Nur’dan ve ehemmiyetli risâlelerinden ayni numara ile haber verdiğini, “Yirmi Sekizinci Lem’a ile Sekizinci Şua” tam isbat etmişler. İmam-ı Ali (Radiyallahu Anh,) Risâle-i Nur’un en son risâlesini “Celcelûtiye”de


fıkrasiyle haber veriyor. Biz bir iki sene evvel “Âyet-ül-Kübrâ”yı en son zannetmiştik. Halbuki şimdi altmış dörtte te’lifçe Risâle-i Nur’un tamam olması ve bu cümle-i Aleviyenin mealini, yani; karanlığı dağıtacak, Asa-yı Musa (Aleyhisselâm) gibi ışık verecek, sihirleri ibtal edecek bir risâleden haber vermesi; ve bu mecmûanın “Meyve” kısmı bir müdafaa hükmüne geçip başımıza çöken dehşetli, zulümlü zulmetleri dağıttığı gibi; “Hüccetler” kısmı da, Nurlara karşı cephe alan felsefe karanlıklarını izale edip, Ankara ehl-i vukufunu teslime ve tahsine mecbûr etmesi; ve istikbalde zulmetleri dağıtacak çok emareler bulunması; ve Asa-yı Musa Aleyhisselâmın bir taşda on iki çeşme akıtmasına ve on bir mu’cizeye medâr olmasına mukabil ve müşabih bu son mecmûa dahi, “Meyve” on bir mes’ele-i nuraniyesi ve “Hüccet-ül-bâliğa” kısmı on bir hüccet-i katıası bulunması cihetinde bize kanaat verdi ki: İmam-ı Ali (Radiyallahu Anh,) o fıkra ile doğrudan doğruya bu “Asa-yı Musa” ismindeki mecmûaya bakar ve ondan tahsinkârane haber verir.

Salisen: Nur santralı ve “Yirmi Yedinci Mektub”da çok ehemmiyetli fıkraları bulunan “Sabri”nin bu def’aki mersiyesini “Lâhika”ya geçirdik ve size de gönderdik. Ve çalışkan mübâreklerden ve Nurların neşrine çok hizmet eden Hâfız Mustafa’nın yedi yaşında iken “Altıncı Şua”ı ve bana bir mektub yazan tam mübârek, ma’sûm mahdumu; burada, ma’sûmlar içinde Nurlara bir iştiyak uyandıracak. Onun nâmı, Said Nurî olmalı; Nursi köydür, manasız olur. (Sin) olmasın, yalnız (ye) olsun; ta Nurlara alâkasını göstersin. Daha çok şeyler yazacakdım, fakat başımda çok vazifeler ve işler bulunmasından kısa kesmeğe mecbûr oldum.

* * *
Ses Yok