Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 94 - 95 | 190
(190-190)
(94)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: İkinci vazife “Mu’cizat Mecmûası”na birinci vazifeyi bitirenler başlamalarını müjde vermeniz, sizleri bu hizmet-i îmaniyede bana hakîki kardeş veren Erhamürrahimîn, beni hadsiz şükre sevkeyledi. Hatt-ı Kur’ânî lehinde birincisinin bir kerâmeti, merkezde hatt-ı Kur’ânînin bir kursu açılması olduğu gibi; inşâallah ikincisi, daha mucizane bir kerâmet gösterecek.

Saniyen: Konya’lı Sabri sizin vasıtanız ile benimle muhabere etse, daha maslahattır ve münasibdir. Çünkü ekserce siz benim bedelime istediğini yapabilirsiniz. Meselâ; tashihat için oradaki âlimler tam yardım edebildikleri için, orada tashihat yapılsın, etsinler. Siz benim tashihimden geçmiş ba’zı nüshaları, onlara gönderirsiniz. Hakîkaten tashih mes’elesi ehemmiyetlidir. Bazan bir harfin ve bir noktanın yanlışı, kıymetli bir ma’nayı zayi eder. En evvel, yazanlar bir kerre güzelce mukabele etsinler. Sonra tashihçi adamlara ve bana versinler. Mâşâallah, bu def’a bana gelen Asa-yı Musa mecmûalarında hem yanlışlar azdır, hem bir derece tashih edilmiş. Cenâb-ı Hak hem yazanlardan, hem tashihçilerden ebeden razı olsun, âmîn.

Salisen: Yozgatta oturan, Risâle-i Nur’la alâkadar Tunus’lu Hoca Haşmet, evvelce vefatımı, sonra hayatta olduğumu işitip buraya samimî iki mektub yazmış; ona benim tarafımdan selâm gönderiniz.

Râbian: Rüşdü’nün çok def’adır husûsi selâm eden kahraman biraderi Burhan -eskiden beri- ümmiliğiyle beraber, Nurlara lüzumlu zamanlarda ehemmiyetli hizmetleri için, onu da haslar sırasında her gün ismiyle kazançlarımızda hissedar ediyoruz.

Ma’nidar bir tevafuktur ki; ben, Husrev’in ve Sabri’nin mektubları gelmemesinden küllî endişelerimi yazarken, aynı zamanda me’mulümün haricinde en cemiyetli ve bütün o endişelerimi izale eden müteaddid mektubları kapıya geldi.

Umum kardeşlerime selâm.

* * *

(95)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim Ve Ebed Ve Hak Yolunda Hakîkatlı Arkadaşlarım!

Kastamonu efelerinden ve Nur’un kahramanlarından ve Safranbolu fedakârlarından size oradan buraya gelen husûsi mektublarına husûsi cevab vermeğe müstehak ve lâyıktırlar. Fakat halim, vaktim müsaade etmediğinden, vasıtanızla bir kısa cevab verdiğime gücenmesinler.

Ses Yok