Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 130 - 131 | 220
(220-220)
(130)

Nur Şâkirdleri, hiç siyasete karışmadılar, hiçbir partiye girmediler. Çünkü îman, mâl-i umumidir. Her taifede muhtaçları ve sahibleri vardır. Tarafgirlik giremez. Yalnız küfre, zındıkaya, dalâlete karşı cephe alır. Nur mesleğinde, mü’minlerin uhuvveti esasdır.

* * *

(131)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bir mes’eleyi, çoktan beri size söylemek lâzım iken unutmuştum. O da şudur: “Mu’cizat-ı Kur’âniye Risâlesi”ndeki ekser Âyetler, her biri, ya mülhidler tarafından medâr-ı tenkid olmuş veya ehl-i fen tarafından itiraza uğramış veya cinnî, insî şeytanların vesvese ve şüphelerine ma’rûz olmuş Âyetlerdir. İşte “Yirmi Beşinci Söz” öyle bir tarzda o Âyetlerin hakîkatlarını ve nüktelerini beyan etmiş ki, ehl-i ilhad ve fennin kusur zannettikleri noktalar, i’cazın lemeatı ve belâğat-ı Kur’âniyenin kemâlâtının menşe’leri olduğunu, ilmî kaideleri ile isbat edilmiş; bulantı vermemek için onların şüpheleri zikredilmiyerek cevab-ı kat’i verilmiş.


gibi yalnız “Yirminci Söz”ün Birinci Makamında üç dört Âyette şüpheleri söylenmiş.

Hem o “Mu’cizat-ı Kur’âniye Risâlesi” de gerçi gâyet muhtasar, acele yazılmış ise de; fakat ilm-i belâğat ve ulûm-u arabiye noktasında âlimlere hayret verecek derecede âlimane ve derin ve kuvvetli bir tarzda beyan edilmiş. Gerçi her bahsini, her ehl-i dikkat tam anlamaz, istifade etmez; fakat o bahçede herkesin ehemmiyetli hissesi var. Pek acele ve müşevveş haletler içinde te’lif edildiğinden, ifade ve ibaresinde kusur var olması ile beraber ilim noktasında çok ehemmiyetli mes’elelerin hakîkatını beyan etmiş.

* * *
Ses Yok