Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 191 | 287
(287-288)

Yine siyasete ve dünyaya bir meyil uyanmamak için, yirmi beş sene bir gazeteyi dinlemedi ve okumamış, bütün kardeşlerine ve talebelerine de karışmayınız diye tavsiye etmiş. Hem maişetçe yalnız ve ihtiyar olduğu halde, evham yüzünden kendisine yapılan sıkıntılara tahammül edip dünyaya bakmamış ve yirmi senedir istirahatı için hükümete müracaat etmemiş, zaruri bir hizmet olmadıkça kimseyi kabul etmiyor ve hiç kimsenin yardım ve ihsanını kabul etmiyor. Ve diyor ki: Ben, bu millet ve bu vatana en büyük, en elzem hizmet bildiğim îmanlarına kuvvet vermek için Kur’ân-ı Hakîm’in bu zamanda bir mu’cize-i ma’nevîyesi olarak ba’zı hakâik-i îmaniyeyi derdlerime deva bulduğum gibi, derhal kaleme aldım. İki sene üç mahkeme ve Ankara ehl-i vukufunun tedkikinden sonra, bu millet ve vatana hiçbir zararı olmadığına dair ittifaken beraat kararı verildiği için, bu hizmet-i îmaniye devam etmek gayesiyle arkadaşına izin vermiş ki, ba’zıları teksir edilsin. Hem biz bu adamdan işitiyoruz ki: Bu memleket ve millet ve hükümet, bu eserlere şiddetle muhtaçtır. Hükümetin erkânlarından bekliyordum ki, ba’zıları bu eserlere sahib çıksın. Çünkü ben, ölmek üzereyim; hem elim bağlı, sahib olamıyorum. İnşâallah Ahmed Hamdi gibi dindar, muktedir zatlar benim bedelime sahib çıkacaklarına ümidle müteselli oluyorum. Bu vatanın ve İslâmiyet camiasına yapacağınız bu kudsi vazifenizin mahkeme-i Kübrâda şefaatçi olmasına dua eder, hem de bilhassa o iki zata selâm ederim.


* * *

(191)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim,

Evvelâ: Leyle-i Kadir’de kalbe gelen pek uzun ve geniş bir hakîkata pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:

Nev-i beşer, bu son harb-i umûmînin eşedd-i zulüm ve istibdad ile ve merhametsiz tahribat ile ve bir düşmanın yüzünden yüzer ma’sûmu perişan etmesiyle, ve mağlûbların dehşetli me’yusiyetleriyle ve galiblerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azablariyle, ve dünya hayatının bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olması umuma görünmesiyle, ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek isti’dâdatın, mahiyet-i insaniyesinin umûmî bir sûrette dehşetli yaralanmasiyle,

Ses Yok