Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 206 | 307
(306-307)

Evet, bir asır evvel dünyanın en akıllı ve en müdakkiki ve feylesofu ve saltanatlı hâkimi telakki edilen ve kendi Hıristiyan iken bütün eski dinleri ve kitabları hiçe indiren, belki inkâr etmek cür’etini gösteren, gâyet enaniyetli ve şöhretli olan Prens Bismark’ın Kur’ân-ı Hakîmin önünde kendi imzasiyle ve bütün kuvvetiyle tasdikkârane secde etmesini yazan ve inad ve enaniyetini ve dinsizliğini bırakıp, Kur’âna teslim olduğunu âleme ilân ettiğini ceridelerde neşredildiği bir hengâmda ve bütün edyan-ı semaviyeyi inkâr eden ve şark-ı şimalîdeki şimdiki dehşetli hükümetin teşviki ile kesretle içindeki müslümanları hacca gönderip, âlem-i İslâm nazarında dinsizliğini ve inad ve adâvetini bırakmak tarzında güya Kur’ânı inkâr edemiyor ve azametine karşı bir nevi teslimiyet ve dehalet tarzında buradakilerden daha ziyâde Kur’ânı ehemmiyetli biliyorum diye, bu noktada onlar benden daha geri düşüyorlar ki, benim kadar hacı gönderemiyor demesine mukabil, buradakiler dahi maşâallah tam müsaade ettikleri halde ve böyle siyasî propaganda edildiği bir zamanda, Medreset-üz-Zehranın Nur şâkirdleri, o mahiyet ve azametini Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyân’ın hakîkatlarını “Zülfikâr” ve “Asa-yı Musa” gibi harika risâlelerle mu’cizelerini kalemleriyle neşredip en muannid dinsizleri tasdike mecbûr etmelerine mukabil, ehl-i dalâletin hücumu, elbette değil yalnız ehl-i hakîkat insanları, belki ruhanîleri, belki melekleri de ağlatır ve arzı ve semayı hiddete getirebilir.

Mâdem iki sene tedkikten sonra Âyet-ül Kübrâ eski harflerle tab’edilen bin nüsha ve Nurun bütün risâleleri ittifaken beraat ile beraber umumu iade edilmiş, aynen iade edilen bazı risâlelerin eski huruf ile teksirini bir suç sayıp ceza vermek, adliyeleri cidden alâkadar edip adalet şerefini kırıyor.

Saniyen: Benim husûsi kâtibim şimdi yok, başka kâtibler de benim dilimi iyi anlamıyorlar; ben de hem rahatsız ve hem de geç ve güç yazabiliyorum. Halbuki, dünden beri yirmiye yakın mektublar geldi. İçinde de pek çok kardeşlerimiz ve hemşirelerimizin isimleri var. Biz onların umumunun hem bayramlarını tebrik ediyoruz, hem yeni şâkird olmak isteyenleri ruh u canımızla kabul ediyoruz. Ve onları öyle sevkeden zatlara da Allah razı olsun ve kalblerindeki muradları ne ise Cenâb-ı Hak onları muvaffak eylesin deriz.

Salisen: Nur santralı Sabri’nin (R.H.) “Lâhika”ya girecek güzel mektubu ve Ali Osman ve Çilingir Ali’nin Nurların neşrindeki kudsi hizmetleri ve İbrahim Edhem’in Balıkesir vesair taraflarda tesirli faaliyeti ve onun irşadiyle çokların Nur dâiresine girmesi ve Ahmed Fuad’ın da Eflâni havalisinde Hasan Feyzi gibi faaliyeti ve şiddetli alâkası ve Konya’lı Sabri’nin genç mekteblilerin çoklukla Nur dâiresine girmelerine çalışması ve başta müfessir hacı ve hoca Vehbi Efendi ve Konya ulemasının Nurlara karşı hüsn-ü teveccühleri ve tasdikkârane münâsebetleri,

Ses Yok