Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 209 | 311
(311-311)

Her ne ise, ben daha fazla tedkik edemedim. Onun üç buçuk senede ve onun gibi fevkalâde zeki bir kardeşimizin ince tedkikatını vaktim ve hastalığım müsaade etse, tedkik ve ta’dilden sonra size gönderip, ya “Tılsımlar Mecmûası”nın zeyli veya “Lem’alar mecmûası”na Risâle-i Nur’un hakkaniyetine bir hüccet olarak yazarsınız. O kardeşimizin Nur avukatı Ahmed Feyzi’nin incir teberrüküne mukabil, benim nâmıma bir “Sikke-i Gaybiye mecmûası”nı ona gönderiniz ki, incirleri bana dokunmasın. Çünkü bu âhirde kat’iyyen mukabelesiz hediyeler beni hastalandırdığı, çok tecrübelerle pek kat’ileşti.

Hem o kardeşimizin iki mübârek haremi ve muhterem validesinin ve Said ve Nuri nâmındaki evlâdlarının bana yazdıkları samimi mektublarına mukabil hem onlara, hem evlâdlarına çok dua ediyorum. Öyle bir kahraman Nurcunun öyle hakîkatlı, muhterem dindar refikasının Nurlara fedai ve hâdim olarak verdikleri ma’sûm evlâdlarını ruh u canımızla Nurun ma’sûmlar dâiresinde kabul ediyoruz. Ve Mehmed Emin ve Ali Akdağ ve Ahmed Feyzi’ye ve umum kardeşlerimize selâm ve dua ederiz.

* * *

(209)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim.

Lüzumu olmayan erzak ve elbiselerimi satıp gâyet mübârek yüz lirayı, hem Dâr-ül-Hikmetten aldığım maaşla ki, onunla hacca gidecektim, hem yirmiiki sene hisse-i erzakıyemin bakiyesi olan on lirayı da üstünde sûret bulunduğu için tekrar o mübârek on lirayı da “Lem’alar Mecmûası”nın fiatı olarak beraber gönderiyorum.

* * *
Ses Yok