Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 245 | 350
(349-350)

İşte on beş sene zarfında, altı mahkeme, yirmi sene Nur Risâlelerini ve mektublarımızı tedkik edip, beşi her cihetle bize beraat vermek mânâsıyle ilişmediler.

Yalnız Eskişehir mahkemesi, tek bir mes’ele olan tesettür-ü nisa hakkında bir küçük risâlenin beş on kelimesini bahâne ederek lâstikli bir kanunla hafif bir ceza verdiği zaman, mahkeme-i temyizden sonra lâyiha-yı tashihimde, kanunsuzluğun yalnız tek bir nümunesi olarak resmen Ankara’ya yazdım ki:

“Bin üç yüz elli senede üç yüz elli milyonun kudsî bir düstûriyle dâimî ve kuvvetli bir âdet-i İslâmiyeyi ders veren ve emreden tesettür âyetini, medeniyetin tenkidine karşı müdafaa için, üç yüz elli bin tefsirin icmaına ve hükümlerine ittiba ederek o âyeti tefsir edip bin üç yüz elli senede geçen ecdadımızın mesleğine iktida eden bir adama o tefsiri için verilen ceza ve mahkûmiyeti, dünyada adâlet varsa, elbette o hükmü nakzedecek ve bu acip lekeyi bu hükümet-i İslâmiye’deki adliyeden silecek” diye lâyiha-yı tashihde yazdım, oranın müdde-i umumisine gösterdim, ondan dehşet aldı, dedi: “Aman buna lüzum kalmadı, cezanız az. Hem pek az kaldı, bunu vermeğe lüzum kalmadı.”

İşte bu nümûne gibi, size ve Ankara makamatına takdim edilen itirazname ve müdafaanamemde böyle acib çok nümûneleri elbette anlamışsınız. Ben Afyon mahkemesinden taleb ve ümid ederim ki, bu milletin ve bu vatanın menfaatine bir ordu kadar hizmeti ve bereketi bulunan Risâle-i Nur’un tam serbestiyetine karar vermenizi hakîkat-ı adâlet nâmına sizden bekliyoruz. Yoksa, münâsebetimle hapse giren beş on adam arkadaşımın gitmesiyle beraber size haber veriyorum ki, beni en büyük cezaya çarpacak bir suç işleyip bu çeşit hayattan veda edeceğime mecbûr eden bir fikir kalbime gelmiş.

Şöyleki: Hükümet beni tam himâye ve bana yardım etmek milletin maslahatına ve vatanın menfaatine çok lüzumu varken, beni sıkması îmâ eder ki, kırk senedenberi benim ile mücadele eden gizli zındıka komitesiyle şimdi onlara iltihak eden komünist komitesinden bir kısmı, ehemmiyetli birer resmî makam elde ederek karşıma çıkıyorlar... Hükümet ise ya bilmiyor veya müsaade ediyor diye çok emâreler bana endişe veriyor..

Reis Bey! Müsaadenizle çok hayret ettiğim birşeyi soracağım. Neden hiç siyasete karışmadığım hâlde, ehl-i siyaset beni bütün hukuk-u medeniyeden ve hukuk-u hürriyetten belki hukuk-u hayattan iskat ediyorlar?

Ses Yok