Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 248 | 357
(356-357)

Yalnız Eskişehir mahkemesi bir tesettür-i nisvan mes’elesine dâir “Yirmi Dördüncü Lem’a”nın on beş kelimesini sebeb gösterip, bana ve yüzde on beş arkadaşıma hafifce bir ceza verdi. Size takdim ettiğim tetimme itirazımda, üç yüz elli bin tefsirin hükmüne ittiba ile o tefsirim için mahkûmiyeti, rûy-u zeminde adâlet varsa o hükmü kabul etmez diye yazmışım. Hem makam-ı iddia, bin dereden su getirir gibi, yirmi senedenberi yazılan kitab ve mektubların ba’zı cümlelerini zekâvetiyle aleyhimize çevirmeğe çalışmış. Halbuki bu noktalarda bizi beraat ettiren üç değil, beş altı mahkeme, bu mevhum suçta bize şerik oluyorlar. Ben bu adil mahkemelerin haysiyetine ilişmemek lâzım geliyor diye, makam-ı iddiaya hatırlatıyorum.

Üçüncüsü: Ölmüş gitmiş, hükümetten alâkası kesilmiş ve inkılâbda ba’zı kusurâta sebeb olmuş bir reisi sarihan tenkid ve itiraz da olursa, kanunen bir suç olamaz. Halbuki sarahat değil, o kendi cerbezesiyle küllî beyanatımızı ona tatbik etmiş. O mahrem ve herkese bildirmediğimiz ma’naları izhar ve teşhir edip umumun nazar-ı dikkatini celbediyor. Eğer onda bir suç varsa, o makam-ı iddia suçlu olur. Çünkü, halkı teşvik edip o ma’nalara nazar-ı dikkati celbediyor.

Dördüncüsü: Üç mahkeme cemiyet noktasında bize kat’i beraat verdikleri hâlde, yine eski nakarat gibi, gizli cemiyet vehmine bin dereden su toplamak gibi emâreler araştırmış. Halbuki siyasî ve vatan ve millete zararlı olan müteaddid cemiyetler varken, onlara müsaade ve müsamahakârâne bakmakla beraber, bizim gibi, binler şâhidin ve emârelerin ve altı vilâyetin ilişmemeleriyle sabit olan Nur Talebelerinin ders arkadaşlarını ve sırf vatan ve millet ve din menfaatine ve saadet-i dünyeviye ve uhreviye hesabına ve hariçten ve dahilden gelen ifrat cereyanlarına karşı mücahîdâne tesanüdlerine gizli cemiyet nâmını vermek ve yirmi senede yüzbinler şâkirdlerin emniyeti ihlâle dâir hiçbir vukuatları kaydedilmediği hâlde, “ dini âlet ederek emniyeti ihlâle halkı teşvik ediyor” diye makam-ı iddianın onları ittiham etmesi, değil nev-i beşeri belki zemini de hiddete getirip o ittihamı reddeder. Her ne ise, daha fazla söylemek lüzum görmüyorum. İddianâmeden evvel yazılan itiraznâmem ve tetimmesi ona bir cevabımızdır.

Afyon ceza evinde mevkuf
Said Nursî


* * *
Ses Yok