Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 350 | 434
(434-434)

Sâlisen: Dinar’ın Buraklı imamı Süleyman’ın ehemmiyetli mektubuna karşı yazınız ki: Türkler hakkında senâ-i Peygamberî muhakkaktır. Birkaç yerde Türklerden ehemmiyetle bahsetmiş. Hadîs var. Fakat bu hadîsin hakîki sûreti ne olduğunu, yanımda kütüb-ü hadîsiye bulunmadığından bilemiyorum. Fakat ma’nası hakîkat ve Türk milletinin sena-i Peygamberîye mazhar olduğu hakîkattır. Bir nümunesi, Sultan Fatih hakkındaki hadîstir.

Nur’un birinci talebelerinden Hulusi Bey’in, Ankara’da dostlarına Risâle-i Nur dâiresine girmesine teşvik eden manidar ve güzel mektubu dahi gösteriyor ki, yirmi beş seneden beri hiç sarsılmadan Nur hizmeti yapmasına bir nümunedir. Umum kardeşlerime ve hemşirelere binler selâm.

* * *

(350)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükrolsun, mahkemede üç sene hapsedilen Asâ-yı Musa Risâlesinden ve Sikke-i Gaybiye Risâlesinden beş nüshayı kemâl-i sürur ile aldık. Cenâb-ı Hak sizlerden ebediyen razı olsun. Âmin.

Sâniyen: Mahkemeden verilen Zülfikâr nüshasında tashih olunmuş sehivler, bu nüshada tashih edilmemiş. Mu’cizat-ı Kur’âniye’nin Dördüncü Zeyli’nin yüz onuncu sahifesinde sekizinci satırında “Hem Lâm’ın” sehivdir, “Hem Lâ’nın” olacak. Çünkü Kur’ânda “Lâm” otuz bindir; “Lâ” on dokuz bindir.

Sâlisen: Yeni harfle Isparta Sümerbank Fabrikası’nda bir zât bir mektubunda bir sual soruyor. Benim bedelime siz, Kader Risâlesi’ni ona tavsiye edersiniz. Ben hem rahatsızım, hem husûsi mektublar yazamıyorum. Hem Zübeyr de Ankara’ya gitmiş, hem yeni harfi de bilemiyorum. Bera-yı malûmat size gönderdim.

Râbian: Şoför Abdurrahman ile kendi nafakam elli lirayı daha gönderdim. Bana gönderdiğiniz kitabları ve Sözler mecmûasını kalan borcuma hesab edersiniz. Pek acele oldu. Umuma pek çok selâm ederim.

* * *
Ses Yok