Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 361 | 446
(444-446)

Üçüncüsü: Kadınlığın fıtratında çocuk okşamak ve sevmek meyelanı var. Ve bir evlâdının dünyada ona hizmeti ve âhirette de şefaati ve validesi öldükten sonra ona hasenatı ile yardımı, o meyl-i fıtrîyi kuvvetlendirip evlendirmeye sevketmiş. Halbuki şimdi terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye ile on taneden bir iki hakîki evlâd, kendi validesinin şefkatine mukabil fedakârane hizmet ve dindarane dualariyle ve hasenatlariyle validesinin defter-i a’maline haseneler yazdırmak ve âhirette sâlih ise validesine şefaat etmek ihtimaline mukabil, ondan sekizi o hâleti göstermediğinden; bu fıtrî meyl ve nefsânî şevk ile o biçâre zaîfeler böyle ağır bir hayata kat’i mecbûr olmadan girmemek gerektir. İşte bu işâret ettiğimiz hakîkata binaen, bekâr kalmak isteyen Nur şâkirdlerinden olan kızlara derim ki:

Tam muvafık ve dindar ve ahlâklı bir zevc bulmadan kendilerini açık-saçıklıkla satmasınlar. Eğer bulunmadı; Nur’un bir kısım fedakâr şâkirdleri gibi mücerred kalıp tâ ona lâyık ve ebedî bir arkadaş olacak ve terbiye-i İslâmiyeyi almış vicdanlı bir müşteri ona çıksın. Ve saadet-i ebediyesi, muvakkat bir keyf-i dünyevî için bozulmasın ve medeniyetin seyyiatı içinde boğulmasın. (Hâşiye)

Said Nursî


* * *

Hâşiye: Hemşireler ve genç kızlar Tesettür Risâlesi’ni okumalıdırlar.

Ses Yok