Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 376 | 460
(460-460)

Sâlisen: Risâle-i Nur’un ma’nevî avukatı ve bir kahramanı Ahmed Feyzi, İzmir’deki Nur’un teksiri ve intibahkârâne İzmir vaziyeti ile Ahmed Feyzi alâkadar olmuş teksirdeki tashihatı deruhde etmiş. Mehmed Yayla ve Abdurrahman gibi ve yardım eden kardeşler gibi İzmir’de Nur’un teksirinde alâkalarını devam ettireceklerine dâir mektubu hapishânede Nur’un küçük bir kahramanı olan Bayram getirdi. Ve Ahmed Feyzi onunla bir mikdar zeytin ve zeytinyağı göndermiş. Ben Abdülmecid kardeşimin hediyesini kabûl etmediğim halde Ahmed Feyzi kardeşimi daha ziyâde kendime yakın gördüğümden hediyesini kabûle mecbûr oldum. Fakat kaidem bozulmamak için o hediyeye mukabil benim hesabıma bir Sözler mecmûası, beş tane Cevşen-ül Kebir, üç tane Nazif’in mektubunda yazdığı bana ait nüshalardan ve İstanbul’dan size gelecek Hizb-i Nuriye’yi ona gönderiniz.

İki Nurcu Ankara’ya gittiler. Hem Başvekil, hem Dahiliye Vekili, hem Maarif Vekili lehimizdedir. Ve bize müjdeli haber geldi. Onun için beni merak etmeyiniz. Ben gelen sıkıntıdan ma’nevî sürur duyuyorum.

* * *

(376)


(Seyyid Sâlih’in mektubundan bir parçadır.)

Bu sene on beş talebe birlikte Hicaz’a gidecekler. Hicaz’da olan masraflarını da Hicaz almıyacak. Kendilerine düşen masraf çok az bir şey olacak. Dönüşlerinde Sâlih ile bir-iki arkadaşı, İran ve diğer hükümetleri gezdikten sonra Pakistan’a İslâm Gençlik Konferansına âza olarak gidecekler. Belki bunların yol masrafını hükümet verecek. Bu hususta emirlerinizi intizar ediyoruz.

Ali Ekber Şahı, Said Ramazan’ı, Abdurrahîm Zapsu görmüş; Pakistan’da çok hürmet etmişler. Üstadımız yerine ellerini öptüler, duânızı rica etmişler.

Seyyid Salih


* * *
Ses Yok