Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 382 | 472
(472-472)

Bir zaman gelecek ki, cüz’î ve şahsî iktidarlar, kuvvetler mukabele edemeyecek dehşetli ve ma’nevî düşmanların hücumu zamanında güzel yazı sâhiblerini ruh-u caniyle aramak ve hizmetine şerik etmek ve o çekirdeğin etrafında su, hava, nur gibi o ma’nevî ağaca hizmet etmek için o şahsî ve cüzî hizmeti, küllî ve umûmî ve kuvvetli ve bir kaleme mukabil binler kalemi bulmak hikmetiyle ve buz parçası gibi benliğini o mübârek havuz içinde eritmesiyle hakîki ihlâsı elde etmek ve bu sûretle îmana hizmet etmek hikmetiyle olmuş.


* * *

(382)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ruh u canımızla mübârek bayramınızı tebrik ediyoruz. İnşâallah âlem-i İslâm’ın da büyük bir bayramına yetişirsiniz. Cemahir-i Müttefika-i İslamiye’nin kudsî kanun-u esasiyelerinin menbaı olan Kur’ân-ı Hakîm, istikbale tam hâkim olup beşeriyete tam bir bayramı getireceğine çok emareler var.

Sâniyen: Şübhe kalmadı ki Nur Risâleleri ve Talebeleri, hıfz ve İnâyet-i İlâhîyeye mazhardırlar ki; bu zamanın hassasiyetle ve ba’zı keyfî kanunlarla pek hiddetli bir inad ile uzun zamandan beri Nur Talebelerine ancak yüzde bir nisbetinde zarar verebildiler. Nur’un faal talebelerinden altı yüz talebesinin mahkemelerle meşgul edilmesine dehşetli bir plân varken, yalnız altı talebeye muvakkaten ilişildi. Hattâ Nur kahramanının yazdığı gibi, yirmi beş adliye mahkemeleri yüz binler nüshalarında ve yüz binler talebelerinde medâr-ı mes’uliyet bir şey bulamıyorlar ve o kesretli adliyelerin “Nurlarda suç yok ve bulamıyoruz” demeleri kat’i bir delildir. Çünkü benim İstanbul ve Afyon gibi mahkemelerimde, onların o hassas ve su’-i isti’mal edilebilir kanunlarına tam aykırı olarak söylediğim halde, beni mes’ul etmedikleri gibi, Nurlar da medeniyetin zalîmâne kanunlarını zîr ü zeber ettikleri halde, medâr-ı mes’uliyet suç bulamadıkları kat’iyyen gösteriyor ki: Nurlardaki hakîkat, karşısındaki muarızları mağlub ederek adliyeleri de insafa getirmiştir. İnâyet-i İlâhîyye, Kur’ân’ın bir mu’cize-i ma’nevîyesi olan Risâle-i Nur’u muârızlarından muhafaza ediyor. Muarızların hücumu ise, Nurların parlamasına ve intişarına vesile oluyor.

* * *
Ses Yok