Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 388 | 490
(488-492)

Öyle de o dört makasıd çok surelerin her birisinde bulunuyorlar. Her bir sure bir küçük Kur’ân olur. Belki çok cümlelerin içinde de o dört maksada telmihen işâretler var.

Belki ba’zan bir tek kelimede o dört esasa remizler var. Çünkü Kur’ân’ın eczaları ve kelime ve âyetleri, mecmuuna karşı birer âyine hükmüne geçer, birbirinden in’ikâs eder. Güya Kur’ân müteselsilen âyet ve cümle ve kelimelerine o maksadların nurunu veriyor. Âyinede güneş gibi ba’zan bir kelime, bir cümle; bir küçük Kur’ân’ı gösterir.

İşte Kur’ân’a mahsus bu nükte, yâni cüz’, küll gibi aynı maksadı göstermesi maksadiyle Kur’ân müşahhas bir ferd olduğu halde, çok efradı bulunan bir küllî gibi ilm-i mantıkça târif edilir. Demek Kur’ân’da bin Kur’ân’lar var ki, şahs-ı küllî olmuş. Hem öyle de lâzım gelir. Çünkü hadsiz ve gâyet muhtelif tâifelere ders olduğu için, aynı derste hadsiz o tâifeler adedince dersler bulunmak lâzım gelir.

Sual: Eğer denilse: Bu dört maksad-ı asliyeyi bize Bismillâh ve Elhamdülillâh cümlesinde göster.

Cevab: Deriz ki: Mâdem Bismillâh Allah’ın abdlerine bir ders olarak nâzil olmuş, elbette söylemek ma’nasında olan kelimesi Bismillâh içinde vardır. İlm-i sarf ile, mukadder tâbir edilir. İşte Bismillâh’taki takdiri, bütün Kur’ân’daki (söyle söyle) lafızlarının esası ve anası.. bu Bismillâh’taki dür. Buna binaen kelimesinde Risâlete işâret olduğu gibi, Bismillâh’ta dahi ulûhiyete remiz var ve deki ( )nın takdimi ün besmelenin âhirinde mukadder olması hasr ve yalnız ma’nasını ifade ettiğinden tevhide işâret ediyor. Yâni, yalnız O’nun ismiyle başla ve meded al. Ve “Rahmân” isminde adâletin nizamına ve rahmetin cilvelerine işâret var. Çünkü muhtelif, karmakarışık mevcûdât, intizamı ile güzelleşmiş. Ve rahmetin cilvelerine mazhar olabilir. Ve Rahîm’de haşre işâret var. Çünkü ma’nasında hem afvetmek, hem rahmet ve şefkat etmek ve bu fânî dünyada o dört ma’na hakîkati ile umûmî bir sûrette görünmediğinden, elbette bir diyar-ı âherde o ma’nalar tamamiyle tezahür edebilir. Hem rahmet ve şefkatin hakîkati, dirilmemek üzere ölmekle kabil-i tevfîk değildir. Demek “Rahîm”deki şefkat, parmağını Cennete uzatmış gösteriyor.

Ses Yok