Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 394 | 511
(509-511)

Meselâ: Risâle-i Nur’daki “Nur Anahtarı”nın dediği gibi: “Radyo büyük bir ni’met iken, maslahat-ı beşeriyeye sarf edilmek ile bir ma’nevî şükür iktiza ettiği halde, beşte dördü hevesata, lüzumsuz malâyâni şeylere sarf edildiğinden; tenbelliğe, radyo dinlemekle heveslenmeye sevk edip, sa’yin şevkini kırıyor. Vazife-i hakîkiyesini bırakıyor. Hattâ çok menfaatli olan bir kısım hârika vesait, sa’y ve amel ve hakîki maslahat-ı ihtiyac-ı beşeriyeye isti’mali lâzım gelirken, ben kendim gördüm; ondan bir-ikisi zarurî ihtiyacata sarfedilmeye mukabil, ondan sekizi keyf, hevesat, tenezzüh, tenbelliğe mecbûr ediyor. Bu iki cüz’î misale binler misaller var.

Elhasıl: Medeniyet-i garbiye-i hazıra, semavî dinleri tam dinlemediği için, beşeri hem fakir edip ihtiyacatı ziyâdeleştirmiş. İktisad ve kanaat esasını bozup, israf ve hırs ve tama’ı ziyâdeleştirmeğe, zulüm ve harama yol açmış. Hem beşeri vesait-i sefahete teşvik etmekle o biçâre muhtaç beşeri tam tenbelliğe atmış. Sa’y ve amelin şevkini kırıyor! Hevesata, sefahete sevk edip ömrünü faidesiz zâyi ediyor.

Hem o muhtaç ve tenbelleşmiş beşeri hasta etmiş. Sû’-i isti’mal ve israfat ile yüz nevi hastalığın sirayetine, intişarına vesile olmuş...

Hem üç şiddetli ihtiyaç ve meyl-i sefahet ve ölümü her vakit hatıra getiren kesretli hastalıklar ve dinsizlik cereyanlarının o medeniyetin içlerine yayılmasiyle; intibaha gelip uyanmış beşerin gözü önünde ölümü idam-ı ebedî sûretinde gösterip, her vakit beşeri tehdid ediyor. Bir nevi cehennem azâbı veriyor.

İşte bu dehşetli musîbet-i beşeriyeye karşı Kur’ân-ı Hakîm’in dört yüz milyon talebesinin intibahiyle ve içinde semavî, kudsî kanun-u esasîleriyle bin üç yüz sene evvel gösterdiği gibi, yine bu dört yüz milyonun kendi kudsî esasî kanunlariyle beşerin bu üç dehşetli yarasını tedavi etmesini; ve eğer yakında kıyamet kopmazsa, beşerin hem saadet-i hayat-ı dünyeviyesini, hem saadet-i hayat-ı uhreviyesini kazandıracağını; ve ölümü, idam-ı ebedîden çıkarıp âlem-i nura bir terhis tezkeresi göstermesini ve ondan çıkan medeniyetin mehasini, seyyiatına tam galebe edeceğini ve şimdiye kadar olduğu gibi; dinin bir kısmını, medeniyetin bir kısmını kazanmak için rüşvet vermek değil, belki medeniyeti ona, o semavî kanunlara bir hizmetkâr, bir yardımcı edeceğini Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyân’ın işârât ve rumuzundan anlaşıldığı gibi rahmet-i İlâhîyeden şimdiki uyanmış beşer bekliyor, yalvarıyor, arıyor!


Said Nursî


* * *
Ses Yok