Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 399 | 520
(517-520)

Said cevaben demiş:



Yâni: Osmanlı hükümetindeki hürriyete ne diyorsun ve Avrupa hakkında fikrin nedir? O vakit Eski Said demiş: Osmanlı hükümeti Avrupa ile hâmiledir, Avrupa gibi bir hükümeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyet’e hamiledir, o da bir İslâm devleti doğuracak. Şeyh Bahid’e söylemiş. O allâme zât demiş: Ben de tasdik ediyorum. Beraberinde gelen hocalara dedi: Ben bununla münazara edip galebe edemem.

Birinci tevellüdü gözümüzle gördük. Bir çeyrek asır Avrupa’dan daha dinden uzak...

İkinci tevellüd de inşâallah yirmi otuz sene sonra çıkacak. Çok emarelerle hem şarkta hem garbda Avrupa içinde bir İslâm devleti çıkacak.

Üçüncü Hakîkat: Hem Eski Said, hem Yeni Said hem maddî hem ma’nevî büyük bir hâdise Osmanlı memleketinde büyük ve dehşetli ve tahribatçı bir zelzele-i beşeriye Osmanlı memleketinde olacak diye hiss-i kablelvuku ile, Eski Said mükerrer ve musırrane haber veriyordu. Halbuki o his ile nur mes’elesinin aksi ile gâyet geniş dâireyi dar görmüş. Zaman onu ikinci harb-i umûmî ile tam tasdik ettiği halde, onun o çok geniş dâireyi Osmanlı memleketinde gördüğünü şöyle tâbir ediyor ki:

İkinci harb-i umûmî beşere ettiği tahribat-ı azîme gerçi çok geniştir. Fakat hayat-ı dünyeviyyeye ve bekasız medeniyete baktığı cihetinde Osmanlı’daki tahribata nisbeten dardır. Osmanlı’daki ma’nevî zelzele, hayat-ı ebediye ve saadet-i bâkiyenin zararına bir tahribat ve bir zelzele-i ma’nevîye-i İslâmiye ma’nen o ikinci harb-i umûmîden daha dehşetli olmasından Eski Said’in o sehvini tashih ediyor ve rü’ya-yı sâdıkasını tam tâbir ediyor ve o hiss-i kablelvukuunu gözlere gösteriyor. Ve o mu’teriz ehl-i velâyeti zâhiren haklı fakat hakîkaten Eski Said’in o hissi daha haklı olduğunu isbatla, o veli zâtın itirazını tam reddediyor.

Said Nursî


* * *
Ses Yok