Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 433 | 579
(579-579)

Biz de Üstadımızdan sorduk:

Kabri ziyarete gelenler Fatiha okur, hayır kazanır. Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men’ediyorsunuz?

Cevaben Üstadımız dedi ki: “Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki Fir’avunların dünyevî şan ve şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar-ı beşeri kendilerine çevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, ma’na-yı harfîden ma’na-yı ismîyle tamamen kendilerine çevirtmeleri ve uhrevî istikbalden ziyâde dünyevî istikbali hayal edinmiş olmaları ile; eski zamandaki lillâh için ziyarete mukabil ehl-i dünya kısmen bu hakîkate muhalif olarak mevtanın dünyevî şan ve şerefine ziyâde ehemmiyet verir, öyle ziyaret ediyorlar. Ben de Risâle-i Nur’daki azamî ihlâsı kırmamak için ve o ihlâsın sırriyle, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum. Hem şarkta, hem garbda, hem kim olursa olsun okudukları Fatihalar o ruha gider.

Dünyada beni sohbetten men’eden bir hakîkat, elbette vefatımdan sonra da o hakîkat bu sûretle beni sevab cihetiyle değil, dünya cihetiyle men’etmeye mecbûr edecek.” dedi.

Hizmetinde bulunan Talebeleri


* * *

(433)

Medâr-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:

Yirmi dokuz senedir, elli seneden beri benimle muarız gizli düşman komiteler bütün desiseleriyle aleyhimde adliyeyi, hükümeti sevketmeye çalışırken ve her desiseye baş vururken.. yüz otuz kitabımı, binler mektublarımı tedkik ve taharri için adliyenin nazarını celbetmiş. O adliyeler beşi kat’i beraat ve umum kitabları suç yok diye iadeye karar vermeleri ve geçen Malatya hâdisesi münâsebetiyle yine gizli düşmanlarımız hükümetin ve adliyenin nazar-ı dikkatini bizlere çevirmeye çalıştıkları halde, yirmi üç mahkeme demişler ki: “Suç bulamıyoruz” (Hâşiye).


Hâşiye: Denizli’de bütün Risâle-i Nur eczaları iade edilmesi ve İstanbul’da ve Ankara’da ele geçen bütün risâleleri iade etmeleri ve Tarsus-Mersin’de ellerine geçen umum risâleleri iade etmeleri ve dört ay Ankara’da bütün risâleleri tedkik ile iadesine ve beraatine karar vermeleri ve o beraat ve iadeyi Temyiz dört def’a tasdik etmesi ve en ziyâde uğraşan Afyon, dört sene sonra iki def’a beraat ve iadesine karar vermesi gösteriyor ki, adliyeler tamamiyle hakîki adâletle iş görmüşler ki, yeni şeylerin ehemmiyeti kalmıyor.

Ses Yok