Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 37 | 108
(107-108)

İsimleri:Yaşları:

Ömer 15

Mustafa 13

Hâfız Nebi 14

Hicret 15

Hüseyin 11

Ahmed Zeki 13

Ayşe 11

Hâfız Ahmed 12

Mustafa 14

Bekir 9

Ali 12

Ayşe 11

İşte bu mecmûadaki risâleler, bu ma’sûm çocukların Risâle-i Nur’dan ders aldıkları ve yazdıklarının bir kısmıdır. Onların bu zamanda bu ciddî çalışmaları gösteriyor ki; Risâle-i Nur’da öyle bir ma’nevî zevk ve cazibedar bir nur var ki; mekteblerde çocukları okumağa şevkle sevketmek için icad ettikleri her nevi eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir şevk Risâle-i Nur veriyor ki çocuklar böyle hareket ediyorlar. Hem bu hal gösteriyor ki; Risâle-i Nur kökleşiyor. İnşâallah, daha hiçbir şey onu koparmıyacak, ensal-i âtiyede devam edecek gidecek. Aynen bu ma’sûm çocuk şâkirdler gibi, Risâle-i Nur’un câzibekâr dâiresine giren ümmi ihtiyarların dahi, kırk elli yaşından sonra, Risâle-i Nur’un hatırı için yazıya başlayıp yazdıkları kırk elli parça, iki üç mecmûa içinde dercedildi. Bu ümmi ihtiyarların ve kısmen çoban ve efelerin bu zamanda, bu acib şerâit içinde herşeye tercihan Risâle-i Nur’a bu sûrette çalışmaları gösteriyor ki: Bu zamanda Risâle-i Nur’a ekmekten ziyâde ihtiyaç var ki; harmancılar, çiftçiler, çobanlar, yörük efeleri hâcât-ı zaruriyeden ziyâde bir hâcât-ı zaruriyeyi, Risâle-i Nur’un hakâikini görüyorlar. Bu cildde az ve sâir altı cildi âhirde ma’sûmların ve ihtiyar ümmilerin yazılarının tashihinde çok zahmet çektim; vakit müsaade etmiyordu. Hatırıma geldi ve ma’nen denildi ki: Sıkılma! Bunların yazıları çabuk okunmadığından, acelecilere yavaş yavaş okumağa mecbûr ettiğinden, Risâle-i Nur’un gıda ve taam hükmündeki hakîkatlarından hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnız akıl cüz’î bir hisse alır ötekiler gıdasız kalabilirler. Risâle-i Nur, sâir ilimler ve kitablar gibi okunmamalı, çünkü ondaki îman-ı tahkikî ilimleri, başka ilimlere ve maariflere benzemez. Akıldan başka çok letaif-i insaniyenin kut ve nurlarıdır.

Elhasıl: Ma’sûmların ve ümmi ihtiyarların noksan yazılarında iki faide var:

Birincisi: Teenni ve dikkatle okunmağa mecbûr etmektir.

İkincisi: O ma’sûmane ve hâlisane ve samimi ve tatlı dillerinden, derslerinden Risâle-i Nur’un şirin ve derin mes’elelerini lezzetli bir hayretle dinlemek ve ders almaktır.


Kardeşiniz
Said Nursi


* * *
Ses Yok