Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 139 | 225
(225-226)
(139)

Evvelen


Risâle-i Nur’un kahramanlarından ve Hâfız Ali’nin makamına geçen merhum Hasan Feyzi’nin vefatı, Denizli’ye, Risâle-i Nur dâiresine ve bu memlekete ve Âlem-i İslâma büyük bir zayiattır. Fakat kendisi, pek samimî ve hâlis ve fevkalâde beyanatiyle ve dersleriyle, İnşâallah kendi yerinde çok Hasan Feyzi’lerin yetişmesine bir zemin ihzar etmiş, sonra gitmiş. Aynen birâderzadem Abdurrahman gibi, bir iki senede on sene kadar Nurlara kıymetli hizmet etti. Güya o da, Abdurrahman da çabuk dünyadan gideceğiz diye on senelik vazifeyi bir iki senede gördüler. Ben, merhum Hasan Feyzi’nin vefatını onun şahsi itibariyle tebrik ediyorum ve Denizli’yi ve Nur dâiresini ve bu memleketi cidden tâziye ediyorum; bu çeşid zülcenaheyn ve hakîki mü’min ve müdakkik bir âlim ve yüksek bir edip, muallim ve te’sirli bir vâiz ve müderrisi kaybettiği için, büyük bir musîbettir. Cenâb-ı Hak, İnşâallah Denizli gibi kahramanlar ocağından çok Hasan Feyzi ruhunda Nurlara sahib ve nâşir çıkaracak. Bir tane, toprak altına girer, vefat eder; fakat yüz tane sünbüller meydana geldiği gibi; rahmet-i İlâhîyyeden ümidvarız ki, Hasan Feyzi de öyle kudsi bir sünbül verecek, çok Hasan Feyziler Nur dâiresinde yetişecekler, vazifesini daha ziyâde yapacaklar.

Saniyen: Bu kahraman kardeşimizin, hayatta kaldığı gibi, defter-i hasenatına herbirimiz, ma’nevî kazançlarımızı -umumda olduğu gibi, husûsi bir sûrette dahi- o kardeşimize hediye etmeliyiz. Ben kendim onu da, Hâfız Ali, Hâfız Mehmed ve Savalı Ahmed ve Mehmed Zühtü’nün beşincisi olarak evliya-i azimenin has dâiresinde ma’nevî kazançlarımı ona da bağışlamaya karar verdim. O zatın ağır şerait altında Nurların intişarına büyük hizmetler eden Nur hakkındaki fıkraları, “Lâhika”da olduğu gibi, münasib gördüğünüz bazı mecmûaların âhirine de o tesirli mektublarının birer tanesini ilhak ediniz. Nasılki “Asa-yı Mûsa” ve “Zülfikâr”da yazılıyor; tâ onun o canlı fıkraları, onun bedeline Nurlara hizmet etsin.

Hem benim bedelime onun küçücük medrese-i Nuriyesi olan hanesindeki akrabasına ve Denizli ve civarındaki büyük medrese-i Nuriyedeki refiklerine ve talebelerine ve Nur şâkirdlerine tâziyemizi tebliğ edip deyiniz ki: Ben, bütün ömrümde, bu derece, bir vefattan bu kadar müteessir olup ağlamamıştım.

Ses Yok