Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 320 | 403
(403-404)

“Hediye almayan elbette hediye vermez” kaidesine binaen, bu ziyâde kıymetdar ma’nevî tefsir-i Kur’ân, bu memleket-i İslâmiyenin âlimler reisi olan zât-ı âlînize Nurların serbestiyetine mümkün olduğu derecede çalışmanıza ve nümune için üç cüz’ü size evvelce gösterdiğimiz Kur’ânımızın basılmasına himmet ve sa’y etmenize bir kudsî ücrettir.

Kat’iyyen size beyan ediyorum ki: Mes’elemizde hiçbir tarihte ilm-i hakîkate ve hakâik-i îmaniyeye karşı bu derece garazkârane, gaddarane tecavüz olmamış. Sizin dâire-i ilmiyeniz ve riyasetiniz her şeyden evvel bu vazife-i diniye ve ilmiyeyi yapmanız iktiza ediyor. Ben bu son zehirlendiğim zamanda öleceğimi düşündükçe, “Benim bedelime Ahmed Hamdi Nurlara sahib çıkacak” diye kalbim ferahlanıyordu, teselli buluyordum. Size mahkeme müdafaatımızdan ba’zı parçalar evvelce dâirenize gönderdiğimiz halde; şimdi tamam, mükemmel ve ayn-ı hakîkat bir nüsha müdafaatımı da size gönderiyorum. Ona göre sizin delaletinizle Nurların serbestiyetine çalışacak zâtlara bir me’haz olarak göstermek niyetiyle gönderdik.

* * *

(320)


Aziz, Sıddık kardeşlerim Safranbolu, Eflani Havalisi Nur Şâkirdleri!

Sizlere, gönderdiğiniz Nur eczalarının hediyesine bin bârekâllah, mâşâallah deriz. Cenâb-ı Hak sizleri iki cihanda mes’ud eylesin. Âmin.

Nur’un mübârek fedakâr şâkirdlerinin herbiri bir kısım risâleleri güzelce yazıp, bu sırada bana hediye etmeleri ve bir kısım tatlı teberrük ile beraber, şiddetli hastalığım ve sıkıntılarım içinde garib bir tarzda bana gelmesi, eskiden beri mukabelesiz hediyeyi kabul etmemek kaidem iken, o kaidenin aksine olarak kemâl-i sevinç ve memnuniyetle kabul ettiğime sebeb, üç manidar ve garib hâdiselerdir:

Birincisi: Bir kısım paramla aldığım bana mahsus makine mahsulü onbir mecmûa ve elmas kalemli Nur’un kıymetdar üç şâkirdinin yazdıkları tam bir takım Risâle-i Nur’u Diyânet Riyaseti’nin beş-altı def’a musırrane istemesi üzerine hazırladığım aynı zamanda ve bir derece yabanî kalan müftüler ve hocalara bir ma’nevî hediye ve müşevvik olarak göndermek teşebbüsü zamanında, böyle çok ehemmiyetli bu vazifeyi yerine getirmek için Husrev’i buraya istiyordum.

Ses Yok