Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 385 | 480
(477-480)

İşte o makbûl, lâzım ve çok menfaatli caiz ve vacib rüşvet ise, Teavün-ü İslâm’ın esası ve hediye-i Kur’ân’ın semavî bir düstûru ve rabıtası ve kudsî kanun-u esâsîsi olan


kudsî, esasî kanunlarını düstûr-u hareket etmektir.

Üçüncü Nokta şimdilik te’hir edildi.

Said Nursî


Hâşiye: Kardeşlerim! Evvelce gördüğünüz şiddetli ihtarın bir derece tağyirine üç şey vesile oldu.

Birincisi: Nur kahramanı Husrev’in beyâniyle yirmi beş adliye mahkemelerinin “Risâle-i Nur’da suç yok” diye itiraflarıdır.

İkincisi: Nur’un bir kahraman avukatı “Ankara hükümeti Said aleyhinde olmadığından şiddetli kelimeler ta’dil edilse münasipdir” demesidir.

Üçüncüsü: Kat’i haberlere göre Afyon Mahkemesi “Nur’un altı yüz bin fedakâr talebesi var” demesine binaen Malatya hâdisesi bahanesiyle hiç olmazsa Nur talebelerinden altı yüz faal ve muktedir olanlarını mahkemeye vermek plânı var iken, yalnız on altı adam ve bundan yalnız altı adama ve bundan bir tek adamın bir sene mahkûm edilmesi, Nurcular aleyhindeki zalîmâne tazyikat hafifleşmesi ve def’ olmasının alâmetidir. Onun için bir derece şiddetli kelimeler ta’dil edildi.

Ses Yok