Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 72 | 153
(152-163)


Ahmed yaratılmış o büyük Nur-u Ehadden,

Her zerrede nurdur o; ezelden hem ebedden.


Bir nur ki, odur hem yüce, hem lâyetenâhi

Ol Fahr-i Cihan, Hazret-i Mahbub-u İlâhi.


Parlattı cihanı bu güzel Nur-u Muhammed (A.S.M.)

Halkolmasa, olmaz idi bir zerre ve bir ferd.


Ol nuru ânın, her yeri, her zerreyi sarmış

Baştan başa her dem, bu kesif zulmeti yarmış


Bir nur ki, odur sâde ve hem lâyetezelzel

Âri ve berî cümleden üstün ve mükemmel


Bir nur ki bütün zerrede ancak o nümâyân,

Bir nur ki, verir kalblere hem aşk ile îman.


Bir nur ki eğer olmasa ol nur hele bir an,

Baştan başa zulmette kalır hem de bu ekvan.


Bir nur ki, değil öyle muhat, hem dahi mahsur;

Bir nur ki, eder kalbi de pürnur, çeşmi de pürnûr.


Bir lem’amdır andan, şu büyük şems ve kamerler.


Hep işte o nurdan, bu acâib koca âlem,

Halk oldu o nurdan, yine Cennetle Cehennem


Şek yok ki, o nurdur, okunan Hazret-i Kur’ân;

Ol nur-u ezel, hem sebeb-i hilkat-ı insan.


Her şeye O’dur mebde’ ve asıl ve esas hem,

Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem.

Ses Yok